Dalmışsan sefasına şu fani alemin
Geçici zevklerine aldanmışsan dünyanın
Kölesi olmuş isen nefis ile şehvetin
Aklın ile övünme ne de ahmak bir kulsun.
Dalmamışsan deryaya denizine ilimin
Her gün,
Bir şafak doğar yeniden.
Her şafak,
Bir gün çalar gider ömürden.
Mümkün mü,
Her gecen günü yerinde bulmak,
Sen o kadar güzelsin ki,
Gökyüzünü süsleyen yıldızlar kadar geceleri,
Her sabah gün açarken,
Ağaran tan yelleri,
Karanlıkları önüne katan mehtap,
Ve sayısız renklerle süslenmiş tabiat kadar.
Oku yavrum okumak kılavuzdur insana
Oku yavrum kaderin benzemesin babana
Oku yavrum oku ki diren haksızlıklara
Yolun aydınlık olsun oku ki cahil kalma.
Bu sevdadır inan yavrum can verilir uğruna
Kahpe Moskof füzeleri,
Dehşet saçarken Kafkaslarda,
Elinde tüfeği,
Siper etmiş göğsünü meydan okuyor cihana.
Şaha kalkmış bir dağ gibi,
Vuruyor kafire sarsılmaz bir imanla.
Hani mümkün olsa maziye dönsem
On sekiz yaşında bir delikanlı
Çıkıp mor dağlara türkü söylesem
Oynasam zıplasam ceylan misali.
Yalçın kayaların zirvelerinden
Bedeni yarı çıplak yırtık pabuçlarıyla
Dilenir sokak sokak küçücük minik çocuk
Gözlerini açmadan geldiği gün dünyaya
Terk edilmiş sokağa kimsesizdir yavrucuk.
Boğazından geçmemiş bir kaşık sıcak çorba
Gözlerin gözlerime denk geldiği an,
Dünya dururdu.
Bir cehennem gibi yanardı yüreğim.
Elim eline dokunduğu an,
Yüreğim titrerdi,
Öpmeye kıyamazdım seni.
Gurbette hep hayal ettim,
Rüyalarda gördüm seni.
Efkarımda dize size,
Şiir şiir yazdım seni.
Duygularım açtı beni.
Her gece yastığa,
Koyup başımı,
Saklarım akan,
Gizli yaşımı,
Bu hasret çatlatır,
Sabır taşımı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!