Yüreklerde kavrulmuş bir güneş gibi
Yıldızlara aşk soran bir şiirim ben...
Sevenlerin gönlünde candan eş gibi
Dünyaları durduran bir şiirim ben...
Çok gönüller yaktım ben masum yüzümle
Güneşten sıcak olan aşkı bir anlık
Ateşlerde yanmamış el hiç bilir mi?
Uykusuz gözlerimde her yer karanlık
Gecelerde açmayan gül hiç bilir mi?
Leyla'yı kıskandıran tatlı sözüne
Sevgi ölümsüzlük sırrıymış meğer,
Ölümsüzlük için ölmeye değer,
Üç harfin sırrını bilseydim eğer,
O sırrı sen diye tarif ederdim...
(02/10/2008)
Bu dünyanın bir türlü bitmek bilmez savaşı
Sadece sevgi için verdim bunca uğraşı
Muhabbet köprüsünün hep ben oldum kumaşı
Gelip de o köprüden geçer misin arkadaş? ...
Ölümsüz dostlukların bilemezsin yaşını
An gelir;
Sözcükler biter,
Diller susar...
Konuşanlarsa gözlerdir...
Anlatılmak istenenler saklıdır gözlerde...
Masum ve derinden
Bir ayazın boşluğunda yazdım
Bu son satırları...
Üşüyen bedenime inattı
Yanan yüreğimin hasrete yaktığı ateş...
Vuslatlar sonbaharlarda yaşanmazmış yeni öğrendim...
Bir kez daha erteledim vuslatı başka zamana...
Son bir dal da kırılıp düşünce elden,
Uçurumun gözleri dipsiz olurmuş...
Bir bülbülün bakışı kaçınca gülden,
Hıçkırıkla birlikte aşk son bulurmuş...
(20/02/2009)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!