Rabbimiz dedi
Bir sır idim
Bilmenizi istedim
Sırrı öğrenen ey insan oğlu
Sana verilen sır ne büyük bir emanet
Gel bu emanete etme ihanet
Mezar tahtalarını saydım
Bir üc bes dokuz
Çıktığım yol sonsuz
Deftere baktım amellere
Hepside yorumsuz
Mahşer denen mizandayız
Dünyaya bir pencereden bakmak
Bir yavru ceylanın gözünden
Ağlayan savaş çocuğunun gözünden
Soguktan ayağı sızlayanın yüreğinden
Afrikada çekilen açlığın pençesinden
Arakanda ızgara gibi pişirilinenin gözünden
Biz ahir zaman insanlarıyız
Küfrün sürat kazandığı yıllardayız
Helalin haramla yarıştığı pisteyiz
Yediğimiz helalmı harammı finişteyiz
Akşam helal rızıkla döndünmü ala
Bu çağda ALLAH ı bulamamak
Gözün önündeki burunu görememek
Elektrik kablosunu görüpte
Üzerinden akıp giden elektriği görememek gibi olsa gerek
Her şeyi düşündüğünü iddia eden
Bu vahada işin ne
Gülmekle oynamakla işin ne
Yolmusun yolcumusun derdin ne
Bir lahza sonra düşeceksin mezar dibine
Nice gelen ; gelen, gelene
Gidiyor karadanda kara bir tren
Sen bir yana ben bir yana çalan bir siren
Karşılıklı sallanan çaresiz iki el bilinen
Yağmur gibi göz yaşları ardı sıra eklenen
Ne menemmişsin gurbet denen
Camiler yapıldı iş hanı üzerine
Engelli nasıl çıkar düşünülemedi
Amaç insan nasıl gider ibadete
Öncelik ticaret nasıl yapılır camide
Camiler aradım sokakta bulamadım
Bana dokunmayan bin yaşamasın
Hayatta iken beni sormayan
Arayıp bulmayan derdimle dertlenmeyen
Bin yaşamasın
Öldükten sonra ne iyi insandı diyerek timsah
Bir parça ekmek kazanmak için gitmişti
Gözünü kan bürümüş kuduz köpek bıçakla boynunu biçti
Soruyorlar niçin bu zalimlik kinin nefretin kimin için
Sadece yer yüzünün en masum kelimesi onu zayıf gördüğüm için
Nasılda kıydın aşşağılık mahluk söyle sen kimin piçisin
Yer yüzünün görmemiş en büyük beddualarıyla hapislerde çürüyesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!