Sığamıyorum bu kente,
Mikroplu sulama kanallarında yüzmeyi
Tozlu topraklı taşlı yollarında
Bisiklete binmeyi öğrendiğim,
Tenefüslerde simit-şalgam için
Okula koşarak gittiğim bu kent,
Bana dar geliyor…
Dallarından tozlu tozlu
Ve yıkamadan yediğim
Kırmızı beyaz dut tanelerinin,
Eski Baraj'da çaldığımız hind incirlerinin
Tablacılardan yediğim şam tatlısının
Şırdan dolması, kebabın el kıyması
Kana kana içtiğim meyan kökü/haşlamanın
En güzelinin yapıldığı bu kent,
Bana dar geliyor…
Dilberler sekisinde bira içtiğim,
Zilli dede'de top oynadığım
Seyhan nehrinin çağlayanında,
Çocuk aklımla korkmadan yüzdüğüm
Kara Fatma caddesinde börekler yediğim
Demirköprüde trenleri izlediğim bu kent,
Bana dar geliyor…
En güzel beyaz, tuzlu kabak çekirdeğinin
Mestan Hamamı karşısında satıldığı,
Ulucamideki ters kapı hamallarının
Yağcami önündeki işportacıların
Küçük Saatin hiç durmayan akreple yelkovanının
5 ocak meydanında namaz kılanların
Bakliyat kokularının eksilmediği,
Melekgirmez toptancılarının olduğu bu kent,
Bana dar geliyor…
Büyüksaatteki mistik hanların
Kazancılar çarsında dinlenen fasılların
İncirlik de Türkçe tabela olmayan dükkanların
Otopark yapılan Erciyes otelinin
Arabesk çalan dolmuşların,
Cadde-sokak ortasında ve her yerde
İndirme bindirme yaptığı bu kent,
Bana dar geliyor…
Özel misafirler için yapılan
Bumbar karın dolmasının
Annemin yaptığı analı-kızlının
Tadı doyumsuz dul avrat çorbasının
Halamın içli köftesinin
Yapılan her elde nefis olan kısırların
Kız kardeşimin sarımsaklı köftesinin
Ve her türlü kebapların
Dürümleştirildiği bu kent,
Bana dargeliyor…
Mitinglere katıldığım Uğur Mumcu meydanın
Konserler izlediğim Mimar Sinanın
Dokusu bozulmayan Taşköprünün
Atatürk evi ile bakışan Ulus Parkının
Kasım Gülek köprüsünden
Çocukluğuma açılan eski mahallelerimin
Yağmurda delik deşik olan asvalt yolların
Adliyesiyle ünlenen bu kent,
Bana dar geliyor…
Oğluma İlk öğretim okulu bulamadığım,
İş yerine giderken her gün önünden
Tam iki kez geçtiğim,
Otuz bin kişilik (! ! !) Sabancı Merkez Camiinin,
Ve önündeki Girne köprüsünün
Ve arkasında portakal ağaçlarıyla kaplı
Adana'nın oksijen deposu olan bahçelerin katledilerek
Yerine Merkez Park yapılan bu kent,
Bana dar geliyor…
Mustafa Kemal Atataürk'ün
Ve silah arkadaşlarının
Ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarının yerine,
''Asmayalım da besleyelim mi? '' diyerek
Onyedi yaşındaki çocukları ipe çekenlerin
'Bana milliyetçiler suç işliyor dedirtemezsiniz''
'Benzin vardı da biz mi içtik''
Ciddiyetindeki devlet büyüklerinin! ! !
Memurunun işini bildiğini söyleyip
Rüşvete, yolsuzluklara yönlendirenlerin
İsimlerinin ana cade-bulvarlara verildiği bu kent,
Bana dar geliyor…
VE BEN GİDİYORUM…..
06.01.2005 - Adana
Olgun EkinciKayıt Tarihi : 6.1.2005 11:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evet, ara kesit giderek kayboluyor...
Bir Osmaniye' li olarak ben daha farklı yaklaşıyorum:)
ya harikasın! yalnız finalin diğer kıtalara göre çok değişik geldi, tad bozmasa da taş yerine gitti galiba?! :))
sevgiler..
TÜM YORUMLAR (3)