ADALETİ GÖZETMEK
Çizgiyi net çizelim, herkes anlayıp bilsin,
Adalet uygularken, vicdanlar kaybolmasın.
Ölmek için gelenler, bu potada dirilsin,
Herkes ümitvar olsun, kimse mahzun olmasın.
İdare edilenle, edenler darılmasın,
Bir menfaat uğruna yılana sarılmasın,
Nefisler ağır basıp, yürekler yarılmasın,
Bir suni çiçek için, gonca güller solmasın.
Güzelden bıkılır da, güzel huydan bıkılmaz,
Gurur göklerde gezer, tevazuyla çıkılmaz,
Mağdurun ahı kale, kolay kolay yıkılmaz,
O kaleler kin, sitem, bedduayla dolmasın.
Suizanla almayın kimsenin günahını,
Mutlaka bir işiten vardır mazlum ahını,
El açıp, gözyaşıyla çağırır Allah’ını,
Sakın ha, o mağdurlar saçın-başın yolmasın.
(EYLÜL 2006)
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
NUŞİREVAN ADALETİ Herkesin kendine göre bir idarecilik sıfatı vardır. Yani, herkes bir anlamda idarecidir. Anne-baba evinde aile efradına karşı idarecidir, bir müdür sorumluluk alanında idarecidir, hatta bir çoban sürüsünün başında idarecidir ve sürüsünün sorumluluğunu taşır. İdarecilerin dikkat etmesi gereken en önemli husus, tebaasıyla olan ilişkilerinde problemleri, tereyağından kıl çeker gibi kimseyi incitmeden çözmesidir. Mal, canın yongasıdır. İnsanoğlunun menfaatine dokunulduğu zaman birçok gerçekleri kendi lehine doğru yorumlamaya çalışır. İdarî makamdaki yetkililer bu gerçeği göz önünde bulundurarak olaylara yaklaşmalı. Kırmadan, dökmeden muhatabı ikna etmeye çalışmalı. Bunları yaparken de çifte standartlar uygulamadan, vicdanı elden bırakmayıp kimseyi rencide etmeden adalet mekanizmasını işletmelidir. Tarihte, adaletiyle meşhur NUŞİREVAN’dan biraz bahsetmek istiyorum. Nuşirevan, önceleri halkına karşı biraz sert ve acımasızdır. Astığı astık, kestiği kestik bir yönetim uygulamaktadır. Öyle ki halk, Nuşirevan’ın adamlarını görünce kaçacak delik ararlar. Memlekette yoksulluk artar, viraneler çoğalır. Bu durumdan baş vezir oldukça muzdariptir, ama Nuşirevan’ın heybetinden çekindiğinden de bir şey söyleyemez. Bir gün, bir av sırasında Nuşirevan ile baş vezir, bir ağacın altında dinlenirlerken, başuçlarındaki bir dala iki tane baykuş konmuş. Baykuşlar, kendi aralarında ötüşmeye başlamışlar. Nuşirevan vezirine; “Kim bilir aralarında ne konuşuyorlar, merak ettim doğrusu.” Vezir; “Efendim, ben onların dilinden anlıyorum. İsterseniz size ne konuştuklarını aktarayım.” Nuşirevan; “Ya öyle mi, peki ne söylüyorlar? ” Vezir; “Efendim, bu iki kuştan biri, oğluna diğerinin kızını istiyor. Kız babası kuşta, kızına karşılık onlarda adet olan bir viranelik istiyor. Erkek babası da diyor ki; Ohoo, o da bir şey mi? Nuşirevan bu ülkede hükümdar olduğu müddetçe ben sana bir tane değil, on tane viranelik veririm. Nasıl olsa viraneler gittikçe çoğalıyor.” Nuşirevan, o zaman aklını başına toplar. Vezirine teşekkür eder ve idareyi, halkına zulmetmeden, adil bir şekilde sürdürmeye başlar.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!