Acemi Yazgım Şiiri - Nurhan Ülkü

Nurhan Ülkü
17

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Acemi Yazgım

Saflığın harflerinden harekeleri söktüğüm gün
Kasığında erozyonla başladı
Öksüz kızın sancısı
Bu ilk alamet anne hafi yazgı
Sebepsiz konuşturma beni
Ne olur sus de / korkarım
Boyumdan büyük laflar ederim

Seninle abanoz sandıklara sakladık
Böğürtlen lekeli patiskaları
Bizi birbirimize ilgileyen son bağ
Takvim şaşmadı anne
Hayıflanması bitmedi ergenliğimin

Pamuklu kumaş acıktığında kırmızıya
Renk körü bir ergendim henüz
Utancın bulaştırdığı allığı
Gamzelerime yasakladım
Yetimliğin ıskontosuymuş yalnızlık
Öyle dedin de
Bir başınalığı çiziktirdin alnıma
Gözlerinde hep aynı kaygısızlık
Artık ölebilir içimdeki genlerin
Büyüdüm anne
Avucumdaki kınayı gözü açılmadık sığırcığın
Retinasında akladım

Öyle jilet gibi bakma bana
Aramıza ördüğün surlarda köreldi kanım
Ruhumun kuyusuna taş atma merasiminde
Hep kendime attığım adımları yasakladın
Neden?

Beşiğini sallar mısın
İncecik bileklerimde kaynarken
Delişmen su
Uyusun, durulsun
Ketum kal
Ben sende yokum
Sırrımızı ağyara açma sakın ardımdan
Hep merak ederim
Taziyeleri mendilinde mi sakladın

Bozguna uğratılmasaydı tabiatım
Albenili o uçurumun dengesini
İntiharla tartacaktım
Kanadına kül sürecektim
Dudağımdaki ebabilin
Taşına katran
Sessizliğimdeki düğümü çözebilseydin
Sukutumu saracaktın masuraya
İtiraf işleyecektik çeyizime
Ve gözlerimi düşürseydin yüzüme
Kendi cinayetimi tasarlamanın
Telaşını okuyacaktın

Sütsüz müydü memelerin / doyamadım
Belki de ağzımdı itaatsiz olan
Şefkatine teşneydim son vedada
Gözlerinde bölünmüş bir merhametin can çekişleri

Son nasihati kulağıma ilgilemenin telaşındaydın
Adı kötüye çıkmış kızlardan olma dedin
Bal ve yağ besliyordu
Kurtların kemirdiği gülibrişimden kapıları
Bir nezirin kanı gibi sürüldüğümde alınlara

Geçtim eşiğinden cehennemin
Günahın bağımlısı değildim henüz
Girift yıka hafızamı
Hadi beni temize çek desem de
Ölüsüne aç makber gibi bakarsın yüzüme
Metanetimi sınama artık yeter
Beni at
At beni kem gülüşlerin dövüldüğü havanlara
Her anaya kısmet değildir
Sabrın tandırında yakmak evladını

Ah anne
Aleyhime işliyor zaman
Şangırdayan aymazlığından çaktın da
Çarmıhıma
Hiç mi pişmanlık duymadın
Meryem saçlarını taradı yeisin kıyametinde
Elinde kanlı orak
Hacer gözyaşıyla beslenen ürpertiler biriktirdi
Kırbasında
Ya sen anne
Ya sen
Kaç damla feda ettin uğrumda

Hasislikle tükettiğin nefesinin
Buğusunda yazdın önce talihimi
Sonra salıverdin boşluğa umarsızca
İçinde kendime yer bulamadığım
Motifler dizili çerçevelerde
Kanvasta caydığım
Nakışların çelmesi olmalı bu
Düştüm
Olduğun yerde kal
Aramızdaki mesafe tam on beş adım
Bir gülü çeyreğinde budarken
Nedamet de mi duymadın

Ricat et yoksa ezileceksin
Tek celsede kurtulacak ahım zincirinden

Nurhan Ülkü
Kayıt Tarihi : 3.10.2007 17:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hakan Öztürk
    Hakan Öztürk

    küçük güzel bir kız çocuğunun hayatı tek başına yaşamak zorunda bırakılmasının acı verici öyküsü gibi bu şiir..umutlarına ve özlemlerine sadece haramilik yapılmasını izlerken gözünün önünden geçen dünün acıları belki yarınlarını bile hüzün beklentisi içinde göstermekte....
    bu şiiri yazan kalbi zarif bayana denebilecek en güzel söz
    dün dünle beraber gitti cancağızım
    ne kadar şey varsa düne ait
    şimdi yeni şeyler söylemek lazım....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Nurhan Ülkü