Geceler gecelere ardın
Bekledik çıkmasını
1 gece
2 gece
3 gece
Çağırdık, gelmedi
Hikâyeyi dinlemesi doyulmaz
Anlatanın çilesi duyulmaz
Sinene değin durduk dinledik
Yokluğundaki acı damlaları.
Ve tekrar göründüğünde
Bencilce yine istedik
Bilerek yeni hançerler saplanacağını.
Abluntis gözünü açar kapar:
Tanır mısınız, Öküz Gözlü Ömer ‘i
Sil baştan her sabah karanlıkta uyanmış
Günyüzü bilmeyen cengaveri.
Penceresiz bir kulübe,
Atılmıştı bebem yaş 10 ay.
Kaçınca anası,
Dert olmuş öküz gözleri öksüzün,
Törpülemek için yarasını güçsüzün.
Babanın sevgisi kurt misali durur;
Ve işte dolunay.
Beşiği saman döşeme
Sütü baba zulmü rakısı
Sözü olsaydı şayet,
İki kelime “ah ana”…
Şimdi çözülmemiş dili dudağında ve
Gevşek kaslarında.
Lakin duyduğu tek şey
Kalmıştı İbaret,
Duvar ötesi mırıltılarda.
Karanlıklar donanmış; yıllarca oyalanmış Güneş
Nerdesin?
Bilinmez duvar ötesi
Dokun dokun çoçuğum arar durur
Nedir öküz gözün suçu söyler misin?
Örtmüştü karanlık pisliği;
Bilemezdim, ancak tahmin edebiliğim kadar
Gördüm ve dinledim.
Ama iyi ki vardı karanlık
Engeldi görmeme.
Derisine, Saçına, damağına, dudağına
Yapışmış
Türlü yeni canları, yaralar içinde
Görmeme engeldi.
Öküz gözlü Ömer ‘im, cengaverim
Ellerini tanımış
Çoğaltmıştı hislerini seninkinden ötelere.
Tekti, 4 duvarla bir
Sorsan ona 5 ti ve dünyayla büsbütün.
Oyunlar oynarlardı, kavgalar ederlerdi
Bazen gülerdi bile hırıltısınla.
Dokunurdu vücudundaki değişimlere
Sınırlı kareside açıktı besbelli öğrenmeye.
Böcekleri, kurtları tanırdı,
Dokunurdu, severdi,
Sık sık kolunda, bacağında, sırtında beslerdi.
Bir gün dahi,
Tam bir elma, portakal, kiraz
Ana, baba, dayı,
Masa, sandalye, çiçek
Kitap, defter, okul
Aşk, şefkat, dostluk
Görmemiş Ömer;
Görmüştü karanlığın canlarını, yaşamıştı birer birer.
Öküz Gözlü Cengâver, Ömer
20 yıl savaştı
4 duvar dışından bihaber.
Hep göreyim istedim,
Babasına çığlık, bana coşku katan,
Kalem çizme öküzgözünü,yeniden ve yeni yineden,
Ama hep mi güzele karanlık çöker.
İstemek güzel şeyleri
Getirmez her zaman güzellikleri,
Bir Cuma’ydı namaz vakti
Geldi eve hırsızlar
Babası kaba saba ama artık yaşça zayıf
Yıkıldı tek vuruşta umarsızca
Başka bir kaba saba ama yaşça güçlü
Hırsızca.
Hırsız
Evde arayış içinde habersiz ne göreceğinden
Açınca 4 duvarın kapısını
Gündüz vaktiydi elbet
Girecekti bir ışık aralıktan
Karanlıklar donanmış, yıllarca oyalanmış Güneş
Nerdesin
Bilinmez duvar ötesi
Dokun dokun çocuğum arar durur
Nedir öküzgözün suçu söyler misin?
Öküz Gözlü Ömer, ışığı görünce
Geçti kendinden,
20 yıldır habersizdi böylesine
Hoş bir sohbetten.
Dokunmak istedi ona, dokunulmazdı.
Yakıyordu gözlerini.
Umursamadan,
Koşu verdi beyaz dalgalara
Kollarını kaldırıp tutmak için sevdayla.
Tanır mısınız,Öküz Gözlü Ömeri
Silbaştan her sabah karanlıkta uyanmış
Günyüzü bilmeyen cengaveri.
Hırsız
Habersiz böyle bir hayvanın varlığından
Afallamış
Korkmuş
Ve hayvanca
Saldırdı öküz gözlü Ömer in boynuna
Vurdu.vurdu.vurdu.defalarca.
Işığın ortasında göründüğünde, cengâver Ömer
Öküz gözleri kapanmıştı.
Karanlığın büyüttüğü çocuğumu
Gündüz kıskanıp ondan almıştı.
Tanır mısınız,Öküz Gözlü Ömeri
Silbaştan her sabah karanlıkta uyanmış
Günyüzü bilmeyen cengaveri.
20.04.2011
Merve Cengiz
Kayıt Tarihi : 20.4.2011 15:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbuluğun karanlığında doğmuştu Öküz Gözlü Ömer, savaşını son ana kadar vermiş ve aydınlanmıştı.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!