Sarı sayfalarla dolu dolaplar,
Her biri biraz Ayşe Hanım,
Biraz Mehmet Usta.
Kimi zaman şen bir müzik eşliğinde,
Kimi zaman da ağır bir solukla yazılmış;
Hikayelerin imzaları.
Hepsinin elinde var bastonu
Yıllar hatrına tutuşturulmuş.
Yine de sırtları dik
Yürüyorlar inatla,
Üzerinde bir sen bir ben yokuz.
Yürü be koca reis yürü!
İçinden mi gelirsin
Bu şehrin?
Kokusu sinmiş tenine,
Yok yok yapışmış,
Belli ki ceketin emanet;
Yine de oturmuş kalıbı ve çok yakışmış.
Dilinle kaşır oldun yine dişlerini,
Dalmadan önceki nefes gibi
Bu hallerin.
Hadi dök şu sandığı
Merak katmerli bir çiçek,
Dokunsana ne olur
Seni bekliyor açacak.
Alaca yumağını aldı,
Avucu içine doğru kaydı;
Tombalanın bu sefer ki
Talihlisi sarı renkli olandı.
Onun en sevdiği tatlıda,
En sevdiği kadında vardı.
Cazibesi,
Bir rakkasenin peçesi kadardı.
Kulaklarınız!
Onları istiyorum.
Bu şehrin her kelimesi benim,
Oyunuma dahilseniz sizi de isterim,dedi ABLUNTİS.
Şüphesiz saldılar suları onun kucağına,
Diğerleri gibi bir gün onlarda çekileceklerdi tombalada.
Madem sizin de cümleleriniz var,
Benimkiler olsun bir şelale;
Damla damla düşsün yüreklerinize,
Renk eylesin düşlerinize,
Düşünüzde kaybolmamanız dileğiyle…
Diye başlar bu hikaye…
Elinde cigarası yanık bir duman,
Karşıda dolu dizgin bir bayram,
Yağmurlar gelip geçiyor;
Yine güzel yine güzel havam.
Elinde cigarası yanık bir duman,
Afet ki ne afet o bile bana hayran.
O kadersiz,
Hep gülerdi nedensiz.
Ben şahidim, nasıl dövüldüğüne demirin;
İşlendi, yattı yere paslandı,
Yaslandı suratsız duvarlara.
Bugün yine de sokakta dönüp bakmamak imkansız.
Elinde cigarası yanık bir duman,
Sanki o değil akşam yüreği dağlanan.
Nasıl da doğu verdi sabah sabah
Güneşin ilk ışıklarıyla,diyerek merhaba.
Aynı bankta, aynı elbise, aynı ruj,
Aynalara küs ve rüküş mü rüküş,
Denizi izliyor.
Belki pişman bir zamanlar yaptığına.
O her sabah
Elinde cigarası yanık bir duman,
Dua ediyor;
Keşke sarılsa geriye zaman.
Ben şahidim,o beni çok severdi.
Gül yüzünün ardında derin bir yara izi
Yayıldı mikrobu;
Şimdi görülebilir
Yalnızca götürdüğünün mazisi.
Ben şahidim, o beni çok severdi.
Gitme dedim dayanamadı.
Tıpkı yüzyıl öncesi gibi taptaze derisi,
Kin tutmaz dudaktan açık penceresi,
Elinde cigarası yanık bir duman,
Bana bakıyor hayran hayran.
Bu nasıl sadakat
Ey! sarı yıldızım denizime konan,
Türkülerinle canlanır sularım o geceyi anan.
Elinde cigarası yanık bir duman,
Karşıda dolu dizgin bir bayram,
Gözlerim hep seni arıyor;
Bana bakan hayran hayran.
(27.04.2005)
Merve CengizKayıt Tarihi : 27.4.2005 21:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (5)