Abidin Şiiri - İsmet Murat

ABİDİN
Bi çare derviş gibi dolaşıp belde belde,
Istırap libasını kuşanıp gurbet elde,
Yalnızlık kervavına bilinmeyen mahalde,
Karışıp el ayaktan düşmeye gör Abidin

Gözüne kara perde, yüreğine pıtırak,
Tohumu ekerek, gülbenzi sarımtırak
Eyleyip bir köşede gözden gönülden ırak,
Hasretlik kazanında pişmeye gör Abidin.

Nasihatim odur ki, bostanına bağına,
Şaş gaza girer isen enginine sığına,
Kazara elin sürüp namerdin topağına,
Pençe vurup, tırnakla eşmeye gör Abidin.

Şirinle, Arzuların, Leylayla Aslıların,
Arasında bulunup hüzünlü yaslıların,
Bedeni iltihabı, yüreği paslıların,
Derdiyle hem hal olup şişmeye gör Abidin.

Kul Müçtehit olarak arz eyledim durumu,
Hevesle dolaşarak, Edirneyi Çorum'u,
Ayan beyan bir halde harmanlayıp yorumu,
Hayra yorup başına üşmeye gör Abidin.