Alabildiğine canım sıkkın
yine.
Aynaya bakamıyorum,
yüzümde hüznün karanlığı.
Işıklar yanmayın,
yollar bitmeyin
Neden sustun şimdi,
anlatmak isterken gözlerin
binlerce
yılın geride bıraktıklarını?
Neden sustun şimdi
Son sigaramı da
rüzgâra verdim
zaten yüzüm suya dönük,
bir şarkı işte ne bileyim
uğursuzca dilimde,
cebimde bir dilim hayat
ANKARA
Seni hep bir sonbahar griliğiyle hatırlarım.
Gençliğimin en güzel yıllarını senin sokaklarında
harcadım.
Canım sıkılıyor yine.
Bu mısrayla ne kadar çok
şiire başladım ben.
Havanın durumu canımı sıkıyor,
mantıksız sorular canımı sıkıyor,
çayımın tadı canımı sıkıyor.
Hani bir yeminimiz vardı,
hep ama hep sevecektik.
Ama birbirimizi.
Değişmedi seviyorum
ben!
Belki, sen de
Şiir yaz dedi
beynim,
elim iştahla sarıldı
kaleme.
Kalem bir iki
iz bıraktı kağıda.
Yine hüzünlü şarkılar dinliyorum,
hem gözlerim bulut bulut.
Yine kara şiirler yazıyorum,
yüzü kara, gözü kara, eli kara...
Yine başım ellerimin arasında duvarlara bakıyorum gergin
az sonra salıvereceğim başımı biliyorum.
Uzak şehirler vardır
resmini bile görmediğimiz
özlemi ümitle eş.
Güzel kokulu çiçekler
vardır
Adam yalnızdı
lakin yalnızlığı değildi onu kanatan.
Umudu yoktu
adamın...
Ve adam İstanbul’a düşmüştü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!