çözdü düğmelerini
şuh bakışlarıyla kaltak
bütün yapı taşlarım
öğretim tepe taklak
nutkum tutuldu birden
Bu çağdaş karanlıkta senide mi buldular,
Sana da mı ulaştı zalimlerin muştusu,
İçindeki mananın külünü savurdular,
Un ufak oldu gönül kaldı bir et kutusu.
Bir pohpohla mantığı iğdiş eden alkışlar,
Ey İstanbul,
Sen büyüdükçe,
Ben küçülüyorum,
Sen uzadıkça,
Ben kısalıyorum,
Sen oburlaştıkça,
Şu kara gölgemin ne ağrısı ne sızısı
imrenmekteyim onun gamsızlığına
dilim damağım kuruyup sürçse de
üzerime kurşun gibi hışım düşse de
soğuk iliklerimi bir kurt gibi öğütse de
Özlem kalbimden taşıp,
Gözlerimden akarken,
Duvarlarda dolaşıp,
Resimlere bakarken,
Düştü gözbebeğime,
bir hal olsaki bir hal
beni ona bağlasa
uykumu tokatlayıp
özlemi sarmalasa
Aklını efsaneye mahkum etmişsen
Varsa dokunulmazların dimağında
Papağanlığı öğrenmek addetmişsen
Sorgula kendini ademliğini
Salma güdülmeye hür benliğini
Uyutma çürütme zenginliğini
HOŞ GELDİN
Şurda,şunun ardında biri var biliyorum,
Bağrıma basıp basıp öpmeyi diliyorum.
Seni bana verene candan eğiliyorum,
Bir şey söyle anana
basmasın damarıma
ya işte böyle böyle...
Oğul herif ol biraz
yetmez mi bunca ikaz
dokunmayın bana şimdi ağlarım
söz etmeyin bana istanbul'umdan
anam orda
babam orda
kardeşlerim
herhalde yozlaşmış avrupalı bundan daha güzel anlatılamazdı,ekonomik hariç herşeyimizle önlerindeyiz,oda oldu olacak,şuan hepsi çöküşte,bir biz tımanıyoruz,,engin yüreğini ve güçlü kalemini kutluyorum adaşım,,saygılarımla