atam zatına şikayetim var,
atalarımızın kanı ile suladığı,
bu ülkeyi,ettiler bizlere dar.
atam; sen bizlere gençliğe hitabe diye
bir nasiyat bırakmıştın ya
bahar'mıydı bana verdiğin sevgin?
temmuz sıcağında kırağı'ymış geldi
saçlarımı ağarttı belimi büktürdü
kara kışta fırtına boraymış geldi
göz yaşımı kuruttum buzlar tutmadan
dalga-dalga geçiyor,karşı yaka kızları
yarı çıplak dolaşır,göbek açık yazları
ayağında sandelet kaldırıyor tozları
karşı yaka kızları cayır-cayır yanıyor
peşindeki erkekler kendini ne sanıyor
Ateşmiydi şimşekmiydi gönderdin üstüme.
Kaçamak bakışın aldı aklımı başımdan.
Dizlerine kapanıp aşk dilenirdim sende.
Utanmamış olsaydım ilerlemiş yaşimdan.
Ateşli bakişların ardındakı o hoş gülüşün.
herkez yaşar töresiyle
tutulur atlar yelesiyle
uyanırsın bülbül sesiyle
köyde havalar böyledir
komşu koşuyu dolaşır
ISLAK, KURU VE YAPIŞKA
Eşelemekle mi geçiyor dünya hayatımız
Kuru ıslak bazen de yapışkan
Kırmızı ile karanfilin birleştiği yer mi ecel kapısı
Yoksa kara bulutların hortumu mu?
Ruhu bedenden söküp alan
İmanlı gönül tok olur
İmansız beden yok olur
Ruhlara şeytan sokulur
Kurtuluruz hep iman ile
Kötülüğün önünü keser
kaldır zülüfleri saçlar üstüne
düşmesin bir tanem kaşlar üstüne
değmesin sevdiğim yaşlar üstüne
göz yaşların ıslatmasın ipek saçları
bardaklar doldur,içeyim yaşları
makamda mevkide olmaz gözümüz
nasıl görünür isek öyledir özümüz
söylerse dilimiz pekişir sözümüz
hakkı gönlümüzde yaşayandan olduk
hak deriz,hak ile olmasını bildik
ömür bitirdik hır dırla
ne söz dinledik ne de öğüt
nasıl secde eder görmeyiz
dallarıyla salkım söğüt
uzun kavak engin yarar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!