Büyük ada vapuru,rıhtımdan ayrılırken,
O ilk yaz akşamında,mayıs arefesinde..
Sen bana sevgi ile sımsıcak sarılırken,
Aşkındı hissettiğim,gül kokan nefesinde..
Ellerim saçlarında,ellerini bulurdu,
Aralık ayı
Kış ortası...
İstanbul semalarında
parlıyormuş pırıl pırıl
gülümseyen bir güneş
Ne farkeder ki?
Sana demin verdiğim,
Şu kırmızı gülü,
Naçizane..
Seviyorsun ya
Bir bebeği sever gibi
Tatlı sözler söyleyerek..
Karanlık dehlizlerde dolaştırırdı beni yokluğun..
Sen oluncaya,
Seni buluncaya kadar sanki olmazdım bende..
İçime çekerdim o sevdiğim kokunu,
Şubatın keskin soğuk havasıyla,
Çiçekleri açtıran güneşiyle nisan'ın,
Zamanın ağacından,kırıldığında bir dal
Hatırlayıp geçmişi,benli günlere bir dal,
Duruyorsa vazonda,sana verdiğim o gül.
Anımsada o anı biraz ağla biraz gül
Sen benden gittiğinde, her şey bomboş olacak,
Darmadağın dünyama,yalnız hüzün dolacak.
İçimde burukluğu seninle ayrılmanın,
Hayalimde o tatlı, gülen yüzün kalacak...
Yıkılacak üstüme şu duvarlar, evler de,
Ve işte gerçekleşti,ayrılıp gittin benden,
Varlığının delisi bedenim öksüz kaldı,
Sanki ayrıldı ruhum,çekiliverdi tenden,
Bahçem tarumar oldu,güllerim öksüz kaldı
Yokluğun gönlümdeki sevinçleri bitirdi,
Sevdana bağlanıp ölürcesine,
Hep adını anıp delicesine,
Hayalini sarıp her gecesine,
Seni benim kadar kim sevebilir?
Dünyayı uğrunda yıkabilirim,
Pişmiş tavuğun başına gelmedi
Şu deli başıma gelenler.
Bir çift göz yüzünden hepsi..
Bilmez miyim?
Ben..ki akıllı geçinirim,
Kendimce..
Sabahları
şarkılar mı söylemedim sana
okşayıp öperek yapraklarını?
Şiirler mi okumadım
en duygulusundan
çiçeklerine bakarak?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!