Abdullah Karabağ Şiirleri - Şair Abdulla ...

Abdullah Karabağ

Çevresi çepeçevre çağlayan
Geçen çağların çağlaması
Zemin katı diyesin dövme bilezik
Böyle bir yakada kayanın
Sergenine oturtmuştu villasını
Büyük gözaltı ormanını

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

I
Bu eller
Şahin pençesidir
Sağlam baş ister
Zühre Yıldızı doğmadan
Çeliği halat eyler bendine

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Bu adam bir ateş delisi yanmaktan bahsediyor
Ama yakmıyor bir hoş yanıp tutuşuyor gönül alıcısına

Bu adam komşumuz Mestan ateş pahasına geçiniyor
Bir kayıp aşk bir yaşlı anne ve beş çocuk
Nasıl doyurabiliyor aynı sofrada bunca boğazı

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Dantel örücüsü olduğunu söylemiştin.
Keten ve pamuk, elyaf ve ipek yerine
kirpiklerinle işleyebileceğin
dalyan beden dolusu örgü malzemesi
getirdim sana!

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Zamanötesi işten
zamanaşımına uğramıştı sevgi
Hastalanmıştı aşk virüsü

Katılmasaydı buz balesine
Görmeseydi paten fırtınasını

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Açma dosyamı ey saltanatı büyük yargıç
Açarsan yerime sen yargılanırsın
Öyle bir insanlık gemisiyim ki
Uğradığım her limanda sadece
Ona uygun değerler yüklenirim

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Jiyana şeş saliyan, deh saliyan, donzdeh saliyan...
Piştî newrozê, serhildana zarî û ciwanên li Amedê
Çi tînin bîra me, ey zarokên di wê demê de bûyîn;
Li Mehabadê, li Silêmaniyê, li Qmişloyê, li cîhanê
Di mala min de, mala we de, malên cîranên we de!

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Anne, pembe bir gül al bizim aile yurdundan
...........dalgası deniz özlemli göller yöresinin
Ankara göçünden önce gül diyarı Isparta’nın.

Anne, koy bakışlarını sarışın bir yörük gülüne
........................terk edilmiş yârenlerin obasında.

Devamını Oku
Abdullah Karabağ

Sen ne anlarsın Selena,
………..ismin gibi söylenmez ki
gün batışlarını aynasından uğurlayan kadın
alna bıçak gibi saplanan ağrıları
sarar başını, ağırdan yakar, iner şakaklarına
Sanki başsız bir bedenle kalmış gibi

Devamını Oku