Buruktu
çerçeveli anılar
kırağı
eliyordu nefesler
o an
solan yemindim
Yollar yorgunuyum bu yollarda
Susuyorum
Suskunluğun ırmağında
bir sandala
Navmaliya şîrîn
şîrîna navber
Min têxin
destarê destîbenav
Di tariyê bêriyê de
hûrik hûrik bihêrin
Zengin akşamlardan kovulan
Lokmasız kimsesiz akşamdı
Gözlerin dilencisiydi
akıyla yıkandı
aydınlığıyla tarandı
Saten yastıkta dudak baskıları
Gene habersiz elveda öpücükleri
Bizimkisi çıtkırıldım
bir tuhaf geçimsizlik
Sıcaklığın yanımda sen yoksun
Guguklu saatim kime kalk diyeyim
...01.
Şair mi, et ile kemik arasında bir avuç yürektir.
Şiir mi, o yazılmaz ki, yazdıranı sayısızdır..!
...02.
Yazılırken çok cimridir; okunurken cömerttir:
Babamın dördüncü, annemin ikinci eşinden, sondan
ikinci çocuklarıyım.Yaşıtım, ışıklı gölgemdir.
-Ömrüm, niçin gölgelisin, niçin ışıklısın? Işık
ve gölgenin yaşamsal oynunda çok canlısın.Gel, kurul gölge-
me, ömür ömre dertleşelim.
Yükselip coşuyorsun, korkutmak için midir!
Çekilene, kaçana tanık olmadım kıyılarında:
Taşların, kumun, ıslaklığın, ak köpüklerin...
Hiçbir şey senden kopup dışarılara gitmiyor
Sana koşmak umudundalar kovmana karşın.
Ne zaman bir kelebek
Bir kelebeği paylarsa
Üzeri yakar beni
Ezinci örter beni
Ne zaman bir kelebek
Mouchoirs en pétales des rameaux d’un arbre
Qui était à une frontière, à côté d’un désert nu.
Murmure de l’eau, fontaine, veines de marbre,
Maisons, salons, chambres, sur mon mouchoir.
Corneilles nocturnes envahissaient aux tabous
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!