Kızıl şafaklara kadar bırakmadın usumu
Bugüne kadar yaptığımız en büyük meydan savaşı
En büyük direnç
Ve en büyük hüzün...
Dağlarıma düşürme güzelliğini istemem
Vurgundum kanat çırpınışına kuşların
Kötü zamanlarda yakamıza yapışırdı ayrılıklar
Kaç kez kovdum sevda bulutlarını başımdan
Bir sabah baktım ki kuşların en güzeli sensin.
Uçarsın kınalı kuş
Yoksulluk her geçen gün biraz daha büyüyor
Biraz daha küçülüyor soframızda ki ekmekler
Lüks ve gerekli olan çoktan kalktı
Zorunlusu için canbazlıklar yapıyoruz
Gidiyoruz dostlar,gidiyoruz
Yüreğim titrek bir serçe yüreği
Sevmek kavrulmaksa
Uzun gecelerde
Kızıl şafakları beklemek
Yokum böyle sevmelere
Sonunda ayrılık varsa..
Ölüm haberleri bir birini kovalar
pusu ölümleri,baskın ölümleri
sevda ölümleri, yangınlar...
azrail her yere barikatlar kurmuş
Çiçekler solar durmadan
yeni açmış domurcuk
Kır yalnızlığın zincirlerini
Yıldızların arkadaşlığı sadece gecelik
Gündüzler başkalarının malı
Yalan hep muştular hala
Dağlarında hala krallıklar
ölürdüm içimde başka umutları
yalnız sen kaldın uslarda
bütün gemiler limanlardan kalktı
biri hala rötarlı aynı limanda
uçun kuşlar
Kaya başlarında tanıdık seni,
Anız tarlalarda, kekik, çam, ardıç
Dallarında,
Durmadan peşinde koşturan
Kimimiz duymak için sesini
Kimimiz palazlarını yakalamak için,
Limana bakıyorum
dolu,
Balıkçılar, motorlar, martılar
Oturdum yalnızlığıma..
Dol deyince dolmuyor
Geceler geçmek bilmiyor
Yalnızlığında hüznün izi
Erken çekiliyor herkes balkonlardan
Bir bir sönüyor evlerde ışıklar
Ardından perde sesleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!