Dağlara taşlara sordum yemyeşil ağaçlara
Güller açtı bülbül kafeste
Kara bulutlar varken güneş gözükmez
Sıcaklığına bakıp seni sorayım diye
Arının gittiği yer yeşillik ve güzeldir
Gece gündüz dinlemeden
Yana yakıla seni ararım
Nerelerdesin hangi eldesin
Dileğim bu aşk bur da bitmesin
Beni assalar seni söylemem
Allah’ım içimdeki sıkıntıyı
Kalbimi yakan sızıyı
Gözlerimdeki perdeyi
Kafamdaki fırtınayı
Lütfünle at bir kenara
Taş yumuşamaz bilirdim
Taş gibi kalbim eridi gitti
Ter temiz ciğerine çekersin zehiri
Güneşi beklersin gecelerde
Çaresizliğin öfkesiyiz biz
Hasretinden eridim kurşun gibi
Şu kalbimi bir türlü delmedin gitti
Bütün uğraşım boşa gitti neyleyim
Seni bana yazmayan kaderime küseyim
Toprağı ezemedin beni ezdiğin kadar
Hasretinden eridim kurşun gibi
Şu kalbimi bir türlü delmedin gitti
Bütün uğraşım boşa gitti neyleyim
Seni bana yazmayan kaderime küseyim
Toprağı ezemedin beni ezdiğin kadar
Gülen gözlerine hayranım çocuk
Dizelerde mısrasın sanki
Tel tel yüzüne dökülen saçlarına
Hislerime tercümandır çocuk
Ağlama ne olur güneş sönmesin bana
Dağlar başında karlar eksilmedi hiç sevdam
Çok biliyormuş gibi dimdik karşımda durma
Şimdi yarim uzakta sana geldi mi dağlar
Yerinde dimdik duran hiç eğilmeyen DAĞLAR
İçimde sıkıntı var bitmez oldu bu yollar
Altında mercedes cip mini etekli
Havasından geçilmez rüzgara benzer
Anahtarı uzatır derki çek parka
Her gördüğü insanı uşak zanneder
Topuklu kundurası tak tak ediyor
Nedir seni engelleyen durduran
Öfkene mi kızdın bana mı kızdın
Gül bülbüle kızar mı söyle
Bülbül olmasa gün anlamı ne
Göçmen kuşlar döndü yuvalarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!