Uzakları yakın eden bir ses bu
Sûr’a üflemesi gibi İsrafil’in.
Dünyam sallanıyor yerinden,
Depremler yıkıyor tüm duvarlarımı.
Çığlık çığlığa bağırıyorum boşluğa,
Duyan – işiten yok.!
"Haddimi bilmek daha sonrası haddimin bildirilmesinden güzeldir..."
Seni seviyorum dediğiniz kişinin kulaklarının duymaması sorun değildir.
Yüreği duymuyorsa yapacak hiç bir şeyiniz yoktur.!
susma,
susturma bizi
Sana sustum mu, kelimeler ölüyor bende ...
Sen susunca ben ölüyorum.
Susma,
gözlerinle bile olsa konuş benimle
Gece de gün de çok yorgundu…adam da…
Sırtında taşıdığı yüklerin izleri ve ağırlığı yormuştu onu, hamalıydı bu eksik hayatın…
Şikayet etmişliği varmıy dı? Vardı elbet, ama vazgeçmemişti. Hem de hiç bir şeyden.
Soluklanmak için oturmuştu bu mekana, “azıcık nefes alsam iyi olur” diye düşünerek.
Bir çay aldı ince belli bardakta eline ve 23 yıllık zarar veren dostunu, sigarasını…içine derin bir nefes ile çekti dumanı, gözüyle baktı bir an yüreğine. “Ne çok yaşanmış, ne çok şey yaşamışsın be” dedi..
Efkar mıydı bu? Kasvet mi? Yorgunluk mu? Hayat mı yoksa?
Selam Artac abi, ulaşamadım sana.
Nasılsın?
Nerelerdesin? Neler yapıyorsun?
Adıma yazdığınız yorum için teşekkür ederim. Sağ olun. Mesaj kapalı diye buraya yazdım.
Müteşekkirim
Şiirperest...