Burası zifiri karanlık ıssız bir çöl .
Aşkından alıyor aydınlığını
Yaşıyor baharı gözlerinin ışıltısında
Çisil çisil yağmur eşiğinde ormanlaşıyor etraf
Dudaklarından süzülen cümleler şelale oluyor
Kaynağını kokundan alan Rüzgar esiyor
Bir gün bende ünlü olacağım.
Bilmeyenler tanıyacak. Unutanlar hatırlayacak. Ama fazla sürmeyecektir ünüm.
Adım minareden çıkacak ses ile son kez anılacak belki. Annem ağlayacak,kız kardeşim bayılacak ama benim haberim olmayacak.
Babamı bilirim ben,bir köşeye çekilecek usul usul gözyaşları dökülecek yanaklarından sakallarına doğru.
Kimseye yansıtmayacak ama üzüntüsünü Anneme kızacak "Kendini harap ettin" diyecek, en büyük harabe onun kalbi iken
Seni sevmek diye bir memleket var orası benim gönül ülkemin başkenti
Güzel güzel mahalleleri var mesela her biri ayrı huzurla örülü her gün tek tek geziyorum hepsini
Reyhan dolu her tarafı
Papatyalar gür
İlk Bahar mevsimi hep oralarda
Nisan yağmurları ile suluyor bitkileri
Benim memleketim gök yüzü
Kimsenin kimseye haksızlık etmediği tek diyar.
Bereketi bol nimeti çok herkese yetiyor.
Kuşlar var komşularım.
Birbirine saygi duyuyor kimseler saldırmıyor kimseye.
Sesinde duyduğum huzurdan rüzgârın haberi olsa esişinden utanırdı.
Bütün turnalarını ses tonunla sulardı.
Yaşadığım özlem susuzluğunu bilse
Hümeyra
Yağmur gülüşünden bi haber
Koca şehir gözlerini yummuş bana
sokaklarında ki karanlıkları üflüyor yüzüme
Tutsak etmiş gibi beni
Nereye yönelsem zincirlenmiş gibi yollarım
Kollarım ayaklarım ve yüreğimin mecali kalmadı
Aklım hırçınla göz yummuş bedenime acizliğinden.
Maviliklerinde sonsuzluğu simgeleyen gökyüzünün ilk defa bu kadar ağır geldiğini his ediyorum.
Sırtımda taşıyor gibiyim.
Yürüdüğüm de adımlarım yapışıyor yere
güç yetiremiyorum akışına zamanın
Nerede hazin bir şarkı duysam takılı kalıyor yüreğim
Ben bir memleketin evladıyım
toprağı vatan kokan
Rüzgar esintisiyle huzur fısıldayan
Bayrağında Hilal ve yıldız barıştıran
Turnalarinda dedemin ögütlerini duyuyorum.
Evet uğrunda kanların oluk oluk aktığı memlekete sevdalıyım.
Yitirdi sanırım kokusunu Reyhan
Hafif bir esintiyle boyun eğdi zamana
Belki karanlıktadır belki de kurudu muamma
Ne yöne gitsem hatırlatır turnalar
Yitirdi sanırım kokusunu
Kara buluta meydan okurken
Varlığından habersiz yaşardım hayatı tanımasaydım seni Bahşedilen ömrüm kimsesiz bir şehir gibi zamanın hüsranına uğrayarak her tarafı rutubet kokusunun esaretinde çürümeye yüz tutardı.
Cennet emsalinin insan gözünde görülebileceğine asla şahit olmazdım. Bir eli tutunca, bütün dünyevi sıkıntılar yapboz gibi birer birer çözüme kavuşabildiğini görmezdim.
Umut etmek kavramının soyut olduğunu bilirdim çocukluğumdan tanıdığım zamana kadar seni İnsan suretinde olduğunu yıllarım yoluna denk gelince öğrendim.
Gündüzünde karanlığı yaşadığım gurbet diye nitelenen şehir hiç bir vakit gülmezdi yüzüme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!