Doğarken başlarız ağlamaya,
Hani ilk nefesimizi aldığımızda,
Avazımız çıktığı kadar ağlarız.
Kulakları çınlatırcasına!
Neden geldimki ben bu dünyaya;
Anası bezini çıkarmış
sevgiliyi koluna takmış
Öğretmen kitabı kapatmış
Oğlan kızı mıncıklamış
Okulu takmak moda olmuş
Güneş olsam doğsam;
Gözlerinin beneklerinde.
Haykırsam Şimşekler gibi,
Sevgimi; Yağmur olsam ağlasam!
Yıldızlar şahidim olsaydı,
Yağmurlar hiç durmazdı.
Yıllarca süren zindanıma,
Yusuf arkadaş olmazdı.
Baba iş peşinde; Ekmek derdinde,
Anne laf dilinde; Gün peşinde,
Evlat Televizyonda dizi derdinde,
Nasıl düzelecek bu Türkiye.
Arka sıradakiler bir kanalda,
Asırların Başkenti
Peygamberin Müjdelediği,
Evliyaların çok sevdiği,
Her taşında bir tarihin izleri,
Kutsal bir Kent’sin sen İstanbul.
Sevmek güzeldir; sevdiğine değerse,
Yaşamaktan zevk alırsın,sevdiğin bilirse,
Acılar, dertler küçülür; karşılık görürse,
Dünya çok küçüktür; Sevmesini bilene.
Cehennemin ağzı; Dünyanın tam çapı,
Dibindeki ateş; Güneşin yüzbin katı,
Her bir odası var; Bir Seccade kadar,
En soğuğu; Ekmek pişirdiğin fırın kadar.
Zebaniler; Volkandan fırlayan taşlar gibi,
Bir düşüncedir tüm dünyaya,
Volkanik patlamalar sıklıkla,
Sellerde boğulacak insanlarda,
Korku salacak tabiatla dünya.
Bir yanda yakıcı sıcaklıklar,
Yasin ve taha arkadaş;
Hamim ve elif sırdaş;
Ellerini aç şimdi yavaş,yavaş
Birine 18,birine 81 yazmış Nakkaş
Her bir parmağındaki izin,eserin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!