İki mezar yanyana.
Birisi ruhum, diğeri bedenim.
Ruhsuz kalmış bir beden gibiyim.
Ruhumda derin kesikler, bedenim acılar içinde.
İki mezar ortasındayım.
Kafanı yastığa her koyduğunda.
Vicdanın rahat mı sen onu düşün?
İnce eleyip sık dokuduğunda.
Terazi doğru mu sen sonu düşün?
Kulak kepçe, zarı delik.
Yazmış ekspert raporuna.
Benzi kavruk, yüzü soluk.
Yazmış ekspert raporuna.
Gözler pörtlek, dudak çatlak.
Elli sene olmuş yaşadığım günler.
Zaman geçiyor, ben yaşlanıyorum.
Geçen yıllar daha dün gibiler.
Gelen göçüyor, ben yaşlanıyorum.
Elli sene önce hayata başladım.
Her dem uzayan yolların kahrında.
Kısalan yıllar yürünmüyor emmi.
Yollara serptiğim gönül ahında.
Gamlanan yıllar görünmüyor emmi.
Yağmurlu buluttan bizim kısmete.
Eyy koca dünya ey.
Neler almışsın benden neler.
Her bayram geldiğinde
Vurduğun tokat'ın acısını hissediyorum.
Neleri benden aldığını anlıyorum.
Ağlıyorum
Yağmurda ıslanmadan gökkuşağını.
Uzaktan uzağa görsende ne fayda.
Bağlamazsan mahluka gönül bağını.
Dünyanın içine girsende ne fayda.
Söğüt yaprağında çiğ damlasını.
İkrar edebilsem hakkın yolunu.
Yoldaş tutarmıydım ben kulunu.
İdraksız olan her insan oğlunu.
Taştan taşa vura vura giderim.
Ayaklar baş olmuş, baş ise ayak.
Bu zalim dünyanın derdinden,
Derdinden öte kendinden.
Korkma! Bir gardaşın varsa,
Bütün âlem karşında dursa.
O sana yeter sen ona yetersin.
Derince bir mezar kazın adıma.
Kimse kim olduğumu bilmesin yeter.
Gözümde kalan o son muradıma.
Söyleyin başıma gelmesin yeter.
Kara toprak ile kapansın üstüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!