Bu feryat figanı dağları yakar
Yavrusunu kayıp etmiş bir ana ağlar
Gözlerinden bir değil, bin damla yaş akar
Hiç bir şeye benzemez evlat acısı
Besleyip büyüttü hep şev kat naz ile
Bu muydu istediğin
Bu muydu yapmaya çalıştığın
Bunu başardın en sonunda
Yıktın hayallerimi
En sonunda beni benden ettin ya
Helal olsun başardın da
Sana gülüm desem
Gülün ömrü az olur
Sende solarsın
Günün birinde
Yada incitirler seni
Koparırlar dalından
Benim derdim derinde derman bulunmaz
Doktor tabip gelsede yaram saramaz
Lokman Hekim bile çare olamaz
Kırık kalbe çare olmaz Mavişim.
Alev gibi girip bağrımı yaktın
Hayat bu işte bir kaç atımlık kahkaha
Sulu göz yaşları, boş hayaller
Kırık mızrabımın vurduğu teller
O tellerden dökülen nağmeler
Bir, bir kare, kare şu anda gözümde canlanıyor
Düşün artık bizim payı
İkiye böl bir elmayı
Bırak artık nazlanmayı
Kadir dayı Kadir dayı
Kadirin gözleri kara
Bir temmuz akşamının
Alaca karanlıgında
Ayın şavkı vuruyor
Penceremin perdesinden
Usul usul girse diyorum içeri
Dert mi diyorsun keder mi
Hepsi bende var var gülüm
Bunca çile yetmez mi
Bir dert te sen kat gülüm
Hani bir söz misali
Bu akşam hava serin
Tir tir titriyorum
Üşüyor, üşüyor
Üşüyor bedenim
Yine ayaz vuruyor
Bir hiç yüzünden girdim içeri
Yuvamı bana, kendimi yuvama hasret bıraktım
Hayat zindanım, gözyaşları kaderim oldu
Dört duvar, parmaklıklar meskenim artık.
Burada günler geçmiyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!