Recebin Hikâyesi,
Not:
Gençken 90 lı yıllarda okul bahçesinde top oynarken tanıştığım
Recep Bülent ağabey ile sadece spor değil ayını zamanda,
namazlara da giderdik. Sonraları bizi sohbete götürmeye başladı.
İyi bir dostluğumuz oldu derken bir gün bize hayatının hikayesini aşağıdaki kısa öyküde ki olduğu gibi anlattı.
Osmanlı Devleti,
Aliyye,
Mirası Sarayı,
Dolmabahçe,
Üç beş çapulcunun,
Son An.
İster'de ister İnsan,
Değer verilsin, Sevilsin sayılsın,
Mallarına mülkler katılsın,
Tahtına serpilsin uzansın,
Ne bilirsiniz, Belki de,
Bu son geceniz,
Seyrettiğin Güneşiniz,
Batışı gibi gelir eceliniz,
Elbet her batışın, Bir doğuşu olacak,
Gelmiyor çare elimden işte,
Ölseydim de görmeseydim keşke,
Çarem sende, Rabbim, Dermanım sende,
Al götür beni buralardan öteler ötesine,
Evladım ağlıyormuş gizliden gizlice,
Çalınsın kornalar
Çekilsin halaylar
Aziz İstanbullular
Sevinçten çıldırın
Yapraklar da alkışlasın
Veda ediyorum tüm benliğimden,
Feda etsem diyorum can tenimden,
Gideyim işte akşam ezanı vaktinden
Sadece korkum, benimle gelen kara kaplı defterden,
Utanıyor sıkılıyorum aldığım nefesten,
Bu Sefer Son Sefer,
Rüyam selam ve haber,
Suret görünmez ise eğer,
Son vaktin hükmünü bekler,
Bu Sefer Son Sefer,
SONUÇ.
Acizliğim dünyada benim azabım,
Sağanak yağmur kahır yaşantım,
Kendim ederim kendim çekerim,
Nerede benim hakkım mirasım,
Bayramlık Şiir yazmak istedim,
Ne İlhamım geldi, ne cin’si perim,
Üşüştü beynime tüm dertlerim,
Bırakmıyor yakamı, cürümlerim,
Bayramlık bir kitap gördüm raflarda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!