BÜYÜK SINAV.
İhtiras düşkünlüğü bir saplantı,
Benliğime hançer gibi saplandı,
Sanki tüm bedenime kara bulutlar sardı,
Gözlerim buğulandı, vicdanım karardı;
Tekledi kalbim damar inceldiğinde,
Elekten geçmeli imiş pis kan gelince,
Kadrini bilmek gerekmiş yaşamı güzelce,
Yollar eğrilmiş dosdoğru yol gösterilince,
Ondan geldik ona gidilecek Kur-anı bilince,
Çağın Vebası.
Kedisi, Köpeği,
Yarasa Çorbası,
Lezzetli ziyafeti,
Çöpten Yemesi,
Sevgi’yi Aşk’ı mana ile düşünmüş,
Kalem ile sayfalara düşürmüş,
Şanı var, Adı var, Ünlüymüş,
Bütün sinekler başına üşüşmüş,
Dolunay ayın on dördü,
Sevgililere nur gibi göründü,
Yüreğime kara bulutlar örtü,
Aşk denilen mefhum,
Beni çoktan karanlığa gömdü,
Pazara çıktım heybeme mani epeyce tıktım,
Naaş gibi sıra sıra sıralanmış tezgâhlar,
Pazarcı amcaya biraz latife yaptım,
Dedim senden huzur varmıdır irisinden;
Yeğen huzurun mevsimi daha bize gelmedi,
Bir büfe vardı: çocukluğumda
Şehremini lisesinin sokağında
Yorgancının tam yanında
Demirden 2,5 lira babam harçlık verir idi
Buradan goralı yer, birde akola içerdim
Camii cemaati vakit namazı kıldı,
Musalla taşında Cenaze vardı,
Cemaat sevap için duaya katıldı,
Merhumun eşi dostu kenarda Niye,
Merhum ezandan rahatsız olurmuş,
Hey kanki şiirini üstüme alındım,
Vallahi oraya kadar okudum bayıldım,
Altmış dakika okudum durdum,
Bazen güldüm bazen sustum,
Yahu dedim kimdır bu zatı muhterem,
Dün dendi padişahım çok yaşa,
Allah’ın gölgesi bilir kulluk başa,
Gün geldi sanduka tek yasa,
Gelen ezdi giden ezdi
Milletim sen çok yaşa,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!