Paraköfte musanderede kurudu kaldı
Starginler köfünlerde buruştu kaldı
Kak hoşafı ocakta eridi kaldı
Darı yarması ambarlarda kurtlandı kaldı
Maşlı bulgur pilavını özledim annem.
-Şavk olda gönül kırma, kızıp dursan da,
Dert verme, hesap sorma sakin ol sonra,
Her şeyde bi hayr var de, sukut altın’da,
Bir gün seni anlar, ve sever sen gör’ ki.
2-
Her kim ki yalan söyledi, kız hiç durma,
Bir garip yolcuyum kuru yaprak misali,
sürüklenmekteyim, rüzgarın önünde,
kimi yarım seller de, kimi yarım yeller de,
sürüklenirim bilmem nerede duraklarım,
bilmem nerede.
Kalbimi verdim, senin aşkına sen bilmedin,
Bir defa olsun, benim kalbime sen girmedin,
Söyle neden ben severken seni sen sevmedin?
Şimdi vakit geçti sevsen’ de, yeter çektiğim.
Ey Âdem oğlu insan..
Bak…
Fitne fûcurla sarılmış her yerin.
Dünyandaki, şu yaşadığın hayatın
bir yapboz
bir pazıl
Gözlerimi esir aldı,yine duygular,
ve pırıl,pırıl parlıyor karşımdaki gri yakamozlar,
aklımda dansediyor binbir zevkli zevksiz,anılar,
gözlerimde dans ediyor o unutamadığım bildik hülyalar.
Ve ben acılarını hissediyorum önce geçmişimin,
sonra arkasından geliyor az da olsa tatlılar,
Dilsiz gibi ol kavga’ da sen hiç uyma,
Allah’ da sever kulda, düşün sen orda,
Herkes seni sevsin, seni her gördükçe,
Onlar seni gördükçe, selamlar yolda.
(Mef’ûlü / Mefâîlü / Mefâîlün/fa)
Ellerim gözlerim,
ayaklarım dolanmakta
yine bu gün,
yüksek yüksek tepelerin şavkından.
Özlemim var, hasretliğim var içimde,
kimi bakir kimi bir koncasından,
Havalar ısındı, karlı yüce dağlarda,
Kardelenler üzgün, nisan mayıs gelirken,
Koyun keçi otlar, boy atmış çayırlarda,
Dağlar ’sa ağlardı, yağan karlar erirken.
Gün dönünce akşam, koşar gelir kuzular,
Bir çınar kadar yaşlı,
Bir o kadar, dertli,
Ve bir o kadar, üzgün,
Şimdi o, ağır başlı.
Çınara benzer alnı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!