GÖÇEBE KELEBEK
Kınsız öfkelere kurban ettiğimiz ayrılıklardan sonra
Çatısız kavuşmaların eşiğine düştük hep
Sen bana düş/tün
Ben sana düştüm..
Yokluğunda ya ayva sarardı ya nar çatladı
Damarlarımda her mevsim sonbahardı..
Kimbilir hangi mayınlı topraklarda boy verdin,
Kimbilir, kimlerin çiçeksiz baharında güldün
Ne tez büyüdün,
Ne tez sürüldün,
Büktün de boynunu bir militanın göğsünde,
Ben eridim karlardan önce
Ömrünü kaç kedere sarıp da düştün karlı yollara
sen ey göçebe kelebeğim
Gel de bastır bütün sancıları
Sen köyleri yakılmış,
Anafatma kadar gün görmüş çocuklara umutsun belki de..
Gel, dengbej'lere meydan okuyan yüreğimin karbeyaz sesi
Tiyatral ömrümün açılmaz en utangaç perdesi
İllegal düşlerimin en aykırı gerçeği
Bir bilsen sende kaç intiharı savurdum
...Gel,
Yum gözlerini
Şarkı olup çoğalalım dudaklarında
ve inip göğsünün çatalında
keman çalıp
Yıldızlara resitaller sunalım
İster ayva sararsın ister nar çatlasın
Haydi gel, toprak gibi arzuluyorum seni
Teninin izni, gözlerinin iziyle gel
Belki ki bahtımız bahar olur...
27.01.2015/Dilovası
Erdal KaradağKayıt Tarihi : 14.2.2018 03:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!