30 AĞUSTOS ŞİİRLERİ

30 AĞUSTOS ŞİİRLERİ

Eyüp Cüce

Saatler kör gecenin kalbinde atıyorken,
Kimi hasır,kimi kuş tüyünde yatıyorken,
Aydede yıldızlara masal anlatıyorken,
Canevimizden vurdu şu onyedi ağustos.
Kana ekmek doğradı,insan yedi ağustos.

Öyle bir felaket ki tarif etmek imkansız.
..

Devamını Oku
Mehmet Halil

23 Nisan 1960 İstanbul üniversitesi’ öğrencisi, Turan Emeksiz, Kurulan tahkikat komisyonuna karşı yapılan gösteride vuruldu, benim gençliğimde gördüğüm ilk teröristlerdendi… 20 yaşındaydı…
15 temmuz 1968’de İstanbul’a gelen 6. Filoya karşı eylemlere katılan Vedat Demircioğlu Teröristi. öldürüldü.
1970 yılının 15-16 Haziran’ında işçi haklarını kısıtlayan hükümete karşı işçiler ayaklandı, Eylemlerini engellemek için kurulan bütün Polis Barikatları’nı parçalayarak günlerce İstanbul’da hayatı durdurdu. İstekleri yerine geldiği için, olaylara katılan bütün işçiler teröristi…
16 Haziran'da, Kadıköy Meydanı'nda polislerin, sayıları onbinleri aşan işçi kitlesinin üzerine açtığı ateş sonucu Mutlu Akü Fabrikası'dan Yaşar Yıldırım, Vinleks'ten Mustafa Bayram ve Cevizli Tekel Fabrikası'ndan Mehmet Gıdak adlı işçilerle birlikte bir esnaf ve bir de polis yaşamını yitirdi, yüzlerce işçi yaralandı. Sebep terörist olmalarıydı…
Yine 1970 döneminin baskılarına karşı öğrenci hareketlerinin başını çeken Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları teröristti…
Ama bu ülkenin topraklarına NATO’yu sokanlar, 6.Filoyu boğazda dolaştıranlar değildi… İncirlik’i NATO askerlerine üs olarak verenler terörist değildi…
1980 yılı başında Demirel Hükümetinin ekonomiyi yönetmekle sorumlu Bakanı, İşveren Sendikaları MESS’den gelme, Turgut Özal’ın ekonomide istikrarı sağlama adına, işçi haklarında kısıtlamayı amaçlayan 24 Ocak Kararlarını alanlar terörist değillerdi… Onlar IMF’den kredi almak için iyi not almaya çalışan uşaklardı… Devleti satmak için kolları sıvayan ustalardı… O tedbirlere karşı Greve giden işçiler teröristi…
..

Devamını Oku
Hasan Azkıran

Bu gün çıktığın yolculuğun,
İnanıyorum ki muvakkat gidişti
Karamsardın, suskundu her soluğun,
Belki de bu gidişin, sonsuza gidişti.
Ama ben ümitliyim geleceksin
Hep kuvvetli bir iraden vardır senin.
Beni bırakıp nereye yolculuğun,
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Hep yarısında bitti coşkularım. Ve ben dua ederken bile dilime şarkılar takıldı. Tanrı beni affetsin bu yüzden. Çünkü ben şarkılarla Tanrı'ya yalvardım. Ne zaman kar yağsa benim dilimde çam ormanlarından bir cümle oluşur. Buz tutar tüm sözcüklerim. Ama yine de sıcacık bir gülümsemeyi eksik etmem dudaklarımdan. Hemen bir şarkı tuttururum sonra çıra gibi tutuşurum. Tanrı beni affetsin yazları hep kumsal olmak isterim. Denizler beni duygulara boğar ve hep ağlarım. Bu yüzden kumsal olup güneşi içime dökerim. İşte ben hep böyle şarkılar söylerim. Nedendir bilinmez hep şarkılar dudaklarımda titrer. Gören beni üşüyor zanneder. Oysa ben bir uçurum kenarında olurum. Ve ben öylece aşka düşerim. Çam kokulu şarkılar söylerim. Yaşamak isterim ağaçların köküne tutunarak bayırlardan yukarı çıkarak. Çünkü bayırlar sırtıma benzer. Hep acıyı yük edindim bu zamana kadar. Şimdi dağların sırtında mor menekşe olmak isterim. Ormanların koynunda çam kokuları arasında hafiflemek isterim. Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Çünkü ben yazları içimi kime dökeyim. Her yerde kelebekler uçuşur. Benimse kolum kanadım kırılır. Çiçekler benim dünyamın yabancı cennetleridir. Oysa ben o saatlerde ateşler içinde yanarım. Bu yüzden daha çok cehenneme inanırım. Tanrı beni affetsin. Çünkü ben şarkılarla dua ederim. Ve her ne zaman şarkı söylesem arkamda saz ağlar, keman ağlar. Bense dili tutulmuş şarkıcılar gibi hep içime ağlarım. Ben yazları çiçekler içinde sahte cennetler yaşarım. Bu yüzden gerçek cennete inanırım. Ve ben Tanrı'dan gül değil, karanfil değil, ağustos böceklerinin bir orkestra gibi ritim tuttuğu bahçe isterim. Çünkü ben çimenler üstüne yatıp şarkılar söylemek isterim. Şarkılarım hep seni söyler Tanrı'm. Bu yüzden beni affet. Ben bir insana asla şarkı bestelemem. İnsan ki küçük tepeleri yarattım der, küçük bir yel esse altına eder. Hangi sabahı yaratmış ki, gün boyunca bir insana diz çökeyim. Ben sade sana şarkılar söylerim. Kavgamın türküsüsün sen Tanrım. Ben yeryüzünde, kış ortasında, tüm kapılardan kovulurum. Çünkü ben bir sanatçıyım. Şu dünyada estetik duyarlığa sahip olan kaç kişi var. Herkes sevgiden bahsediyor. Öküz de ineği sever. Ama öküz aşk şarkıları bilmez. Tanrım beni affet. Ben sana şarkılarla dua ederim. Şarkılarım bir çam ormanına benzer. Tanrı'm lütfen ormanlarımı ateşe verme. Dünyamı cehenneme çevirme. Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Beni affet. Tanrı'm lütfen en az bir şarkıyı bana ezberlet. Tanrı'm düştüğüm çukurlardan bir dağ yapıp çıkmamı bana öğret. Çünkü ben senin nazarında alçalmak değil, yükselmek isterim. Sana ağustos böceği gibi şarkılar söylemek isterim. Lütfen beni kapından geri çevirme.
..

Devamını Oku
Ediz Karaoğlu

Sen, benim ellerini tutamadığım sevdiğim,
Sen benim uykularımı yollarda bıraktığım,
Ve aylardır da bulamadığım, geriye dönüp baktığımda,
Sen benim herşeyim,
Bir Bostancı akşamında çığlığımdaki isim,
Bir Çengelköy sabahındaki içimi ısıtan bir yudum çay,
Ellerime değen bir damla gözyaşında ilk yaktığım sigaramsın...
..

Devamını Oku
Selin Deniz


{ Background Properties } table, tr, td { background-color:transparent; border:none; border-width:0; } body { background-image:url('http://www.toxxic.net/old/00031.gif') : } { Table Properties } table table { border: 0px } table table table table{border:0px} table table table { border-style:solid; border-width:1px; border-color:AA22EE; background-color:000000; } { Text Properties } table, tr, td, li, p, div { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.btext { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.blacktext10 { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.blacktext12 { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.lightbluetext8 { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.orangetext15 { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.redtext { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.redbtext { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.text { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.whitetext12 { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a:active, a:visited, a:link { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a:hover { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a.navbar:active, a.navbar:visited, a.navbar:link { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a.navbar:hover { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a.redlink:active, a.redlink:visited, a.redlink:link { font-family:tahoma; color:AA22EE; } a.redlink:hover { font-family:tahoma; color:AA22EE; }.nametext { font-family:tahoma; color:AA22EE; }
Benim sevgim ikimize yetecekBaşındaki üç beş düşünceyi Sırtlamayacağım severek sevgiliÖlü duygular imrenecek sevgimizeSen güleceksin ben gamzende açacağımHer gün bir yarım bir tam olarak Geceyi uyutacağız kor ateşte
..

Devamını Oku
Cemal Yavuz

Yıl iki bin beş, ağustos ayının onu, Beklenilen günlerden bir Çarşamba günü. Artık dünyaya gözlerini açıyordu, Her tarafa sevinç, mutluluk saçıyordu.

Sevgi hastanesinde bir sevgi yumağı, Geldi evlerine, oldu neşe kaynağı. Sanki evin balı, şekeri ve kaymağı, O idi, herkese çok tatlı geliyordu.

Çakmak, çakmak gözleri, ufacık elleri, Bir başkaydı ağlamaları, gülmeleri, sevgi saçıyordu bütün hareketleri. Dikkatle izleniyor ve seviliyordu.

Hastanede anneye, babaya soruldu, Adı onun Ahmet Emre diye konuldu. Gün geçtikçe Ahmet Emre açan gül oldu. Hısım akraba onu çok çok seviyordu.
..

Devamını Oku
Şefik Aydemir




DENE...

Ey gönül yeter vazgeç, bu aşk senin neyine.
Halin arz eyleme sen, halden bilmeyene.
..

Devamını Oku
Mehmet Bakır

BU GÜN BAYRAM

Bayram günü; sevinçli gün
Arkasından da var düğün
Dostlar sevinçliyiz, bugün
Birlikte bayram edelim.

..

Devamını Oku
Naime Erlaçin

bir kış
açılış yapıyor içimde

katları boşalıyor göğümün
gülü
bimar edendir
buza eriyen külüm
..

Devamını Oku
Mustafa Çelebi Çetinkaya

Gideceksin Ağustos Çiçeği!
Bu eve veda edip sahipleneceksin başka bir haneye
Başka kollar saracak seni
Biz anıp duracağız; doğduğun günü, emeklemeni
Daha dün okula başlamıştın sanki …
Bir elinde ilk okul diploman
Nasılda boynuma sarılmıştın hani o evden gittiğim ilk akşam
..

Devamını Oku
Karahan Yılmaz

Bir ağustos gecesi kalbime konuk olurken
Kırlangıç sürüleri geçti sanki o an gözlerimden
Bulut buluttu yüreğin, çaresizdi, yağmurluydu
Telaşlı ve ürkekti..
Susuyordu dudaklarında anlamını yitiren kelimeler
Sessizce geçiyordu bir samanyolu düşlerinden
Bir ağustos güneşi kadar sıcaktın,
..

Devamını Oku
Selin Deniz

Bırak onları
Biz bize yeteriz
Sivri dillerin uzanmadığı
Yalanların cirit atmadığı
Gerçek sevenlerin buluştuğu noktaya
Gel gidelim bir tanem

..

Devamını Oku
Serap Çakalır

1982`de sekiz Akademi Ödülü kazanan 'Gandhi' filmini üçüncü kez izledim. Ben Kingsley`in muhteşem performansıyla canlandırdığı Gandi`nin bağımsızlık mücadelesini izlerken bu kez bir başka etkilendim. Neden mi? Anlatayım.

İngiltere`den bağımsızlık savaşının kazanılıp ülkenin kanlı Hindu-Müslüman iç savaşına sürüklendiği günlerde bir Hindu, Gandi`nin yolunu keserek, Müslümanlara ödün verdiği gerekçesiyle, ona öfkeyle bağırır.

Gandi`nin cevabı şu olur: 'Ben Müslümanım.'

Sonra ekler: 'Ben Hıristiyanım, ben Yahudiyim, ben Hinduyum.'
..

Devamını Oku
Halit Yıldırım

Sanat hayatına şiirle başlayan Necip Fazıl'ın nesirdeki ilk yazdıklarını hikâyeler teşkil etmektedir. Necip Fazıl öyküye de hemen hemen şiirle aynı dönemde, ilk gençlik yıllarında başlamış ve yarım yüzyılı aşkın sanat yaşamı boyunca aralıklarla, yakın zamanlara kadar sürdürmüştür.
Necip Fazılın hikâyelerinin yazıldığı yıllara ve o yıllarda Necip Fazıl’ın sanat, düşünce, siyaset ve hayat düzleminde yaşadığı ilgilerine, değişimlerine göre hem sayısal hem de içerik olarak ayrı bir serüveni vardır.
1928'den itibaren bu türde metinler yayımlayan yazarımız, on sekiz yaşında şiire ve yirmi dört yaşında hikâyeye başlar. Her iki tür ile de alakasını hayatının sonuna kadar kesmez. (İbrahim Kavaz, Necip Fazıl Kısakürek’in Hikâyeciliği Ve Hikâyelerinde Temalar, Yedikiklim)
Hakkında yazılan biyografilerden anlaşılan ilk hikâyesini Bahriye mektebinde İbrahim Aşki Beyin isteği üzere yazdığı büyükbabasının ölümünü anlatan hikâyesidir diyebiliriz. Zira bu olay bize “Bir Yalnızlık Gecesinin Vehimleri” hikâyesini çağrıştırmaktadır.
İlk hikâyelerinin yayınladığı yıldan (1928) son hikâyesinin yayınlandığı yıla (1971) kadar geçen 44 yıllık sürede 52 hikâye yazmıştır. Bu zaman zarfında uzun yıllar hiç hikâye yazmadığı gibi, bazı yıllarda ise hikâye toplamının hemen hemen yarısı sayılabilecek kadar hikâye yazmıştır. Örneğin 1928 de sekiz, 1967 de on yedi, 1971 de on hikâye yazdığı halde, altı yıl, hatta on yıl hiç hikâye yazmadığı olmuştur. Onun bu yoğunlaşma ve kopmaları, doğrudan doğruya hikâyesinin, genelde de bütün sanatının içeriğine, dini, tasavvufu ve siyasal değişmeler, açılımlar, daralmalar, derinleşmeler ve imkânlar halinde kaçınılmaz olarak yansımıştır. (Hüseyin Su, Kendini Arayan Ben’in Öyküleri, Hece Dergisi, Necip Fazıl Kısakürek Özel Sayısı)
Necip Fazıl ilk hikâyelerini Peyami Safa’nın Cumhuriyet gazetesinde yönettiği edebiyat sayfasında yayımlamıştır. Büyük Doğu’da yayımladığı bütün öykülerinde Ahmed Abdülbaki imzasını atan Necip Fazıl, 1966’da yayınlanan Robdöşambr hikâyesinde Necip Fazıl imzasını kullanmıştır.
Necip Fazıl’ın baba adı, Abdülbâki Fâzıl Bey, kendi asıl adı da Ahmed Necip’tir. Buna göre soyadı kanunundan önceki adlandırmaya göre Necip Fazıl’ın gerçek adı Ahmed Abdülbaki oluyor. İşte Necip Fazıl bu ismi müstear olarak kullanmıştır. (İsmail Demirel, Metafizik Derinlikten Toplumsal Eleştiriye: Necip Fazıl Hikâyesi, Yediiklim Dergisi, Ağustos 2009)
..

Devamını Oku
Ziya Arifoğlu

Neden hüzünlendin, niye susarsın?
Gözlerin nemli, neden taşarsın?
Dokunsalar sana hemen ağlarsın.
Ağlama güzelim sakın ağlama.

Geldin sanki bana ömür verirsin,
Ağustos ayında kıştan daha serinsin.
..

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Bizi kim yendi...
Biz mi?
Siz mi?
31 Mart Sabahı...
(Bu şiirin devamını daha sonra yazacağım. Belki 30 Nisan 2014'te, belki de 30 nisan 2015'te... Türkiye'mde her şeyi istediğimiz gibi yazamıyoruz daha)
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

=29 Ağustos 2013 Perşembe 08:48:33=

Her Hatada HAYATA YENİDEN DOĞMAK, YENİDEN PAYLAŞMAK! .
=00.000.001=
HAYATI SEVDİM; AHENK İÇERSİNDEKİ YILDIZLARI GÖRÜNCE! .

KOCA MUHASEBE BÜROSU ELEMANI KEMAL KABCIK; OKUMAKTA! .
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

=29 Ağustos 2013 Perşembe 08:48:33=

Her Hatada HAYATA YENİDEN DOĞMAK, YENİDEN PAYLAŞMAK! .
=00.000.001=
HAYATI SEVDİM; AHENK İÇERSİNDEKİ YILDIZLARI GÖRÜNCE! .

KOCA MUHASEBE BÜROSU ELEMANI KEMAL KABCIK; OKUMAKTA! .
..

Devamını Oku
Saadet Güldürsün

Işıkları karartılmış zifiri karanlığım da
Gelen sen
Sabahın ışığında aydınlığım, yanımda
Gül goncam, dalımda yaprağım
Ağustos sıcağım, güneşi ısıtan
Dağlarda ki kar
Lapa lapa yağan
..

Devamını Oku