Namaz saatlerini yazan takvimde gördüm tarih 28 Eylül
Doğum günün geçmiş ve ben ilk kez hatırlamadım.
Ya da seni konuşmak istemedim bilenle bilmeyenle
Sebebini hayra yoramadım.
Çözemedim sihrin neydi.
Gitmen ve bende kalman, nasıl başarıyordun bunu?
Takvim sanki duvarda çarmıha gerilmişti.
Takvim sensiz günler bağrından bir bir sökülmüş.
Takvim kimine düğün, kimine ölüm getirmişti.
Yıllar biterken takvim de mi ölürmüş.
Bana gel-me.
Benim ol-ma.
Diye kırıklarım.
Bu gün 28 Eylül unutmuşum kendime dair ne varsa.
Seni unutmuşum.
Hiç özlememiş hiç ağlamamış gibi…
Kayıt Tarihi : 28.9.2011 11:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen ansızın açılır düğümlü saklı sözleriniz ve başlarsınız günah çıkarır gibi anlatmaya. Sanki şahit kılmak birilerini günahlarınıza yada vicdan sızılarınızı hafifletecek. ama olmaz ki ne kadar anlatırsan anlat anlatamayacağın anmaya kıyamayacağın şeyler olacak. Kirli bir paslı kelimelerinle dokunamyacağın bir temiz geçmiş... Vefa mı vefasızlık mı bilemesemde...hep söyleyemediklerimiz dünde kalırken bu güne yürüyeceğiz...

TÜM YORUMLAR (1)