1805 Ticari seferi Şiiri - Akın Akça

a.
Kemikler,
Portekiz paraları
ve orkideler, cam eşyalar,
pipolar ve
altın kol düğmeleri...

hepsi dipteler...

Altın kol düğmeleri;
onlar; Woodsworth'ün,
belki olabilir...

*

Bir ‘iki hamle’,
sazı tutamadığı, yadsınmaz -
Böğrümüz büyürken -
teleferiğin içinde..
- tutan iplerse onu,
teleferiği; elimizde:

Kaçımızda,
saç telimizde -
şeklimizde, kaçıncı?
- birkaç çelikten plaka?
doğanın özünde...

b.
Nokta mevkine temas etti demir dirsekler
ve meşe olanlar, geniş bir alanı tuttu...
Bırakmadı, temelde –güverteyi:
Daha iyice ve esnekti ve yapıştı
Ama çeliklere bile bakır katıştırılmıştı.
bilinemeyen etkisi,
... Sanki Titanik battı.
Bu felaket için,
Baş oyuncu rüzgar
ya da çeliğin yapısı bile değildi …

Daldılar ve incelediler:
sanki Esperanza!

Woodsworth Jon'un yönettiği bir gemi
sığ çakıllara
ve midye kabuklarına otururken,
Weymouth’a bir buçuk mil kala,
(Tahliye emri vermedi, bilerek
geminin su almayacağını;
ama batmayacağını hiç bilemedi.)

Dirsekleri güvertenin;
Çok azı meşeden yapılmıştı.
çelikten pek çoğu ancak,
yapılma dirsek;
Onların perçinlere uzayan
uçları da bakırdı.
Güvertenin -
bakır
- çelik dirseklerde,
pas tutmuş;
yer yer delikler açtı …

Çeliğin bakıra oranı bilinmeden
Bu gemi, öyle yapılmıştı.

*

Sonra John bir albatros gördü havada;
ama gemiye saldırmadı …
: bu albatross, derine çağırdı;
Titanik kaptanının dalgaları
kaptan köşkünde beklediği gibi …
Ancient Mariner’ında,
Samuel’in:

Paralar mı gitti havaya,
denizin derinlerine?
yoksa ne...

c.
Bir buçuk mil kalmıştı karaya:
Gerçekten ipler tutuyordu teleferiği

Ve ipleri tutuyordu; eli değil,
onun parmakları.

-

Discovery Channel notlarından derleme bir şiir..
Burda kasdettiğim Woodsworth şair olanı değil, onun ağabeyi olan denizci. ancak Coleridge'yle anlamlandırmak bakımından, şair Woodsworth ve Milton'a bir gönderme niteliği de taşıyor