Aça-69 (Syk-6b) - Lalezar ve üç yüzlük-ç ...

Göze sapa, ‘laçin’lerden sapak’,
Bulutları uzak ara aşan bir tepeydi
(Yükselen havanın çekirdeğinde)
, ‘Sıra dışı-gölgelerin dinamosu:
Bu gölgeler, granitlerden tırmanmıştı.
Ve bu yer üzerinde
Emsali bulunmayan bir lalezar
Varlığını sürdürürdü -
Ceketi, pantolonları onun,
Günün her saati ütülüydü
-En orta yerinde, bu görkemli bahçenin
‘Üç yüz yıllık bir çınar’ı barındıran
-Türdeşleri olan (başkaca
Bölgelerinde dünyanın) asırlık

Pantolonları ve ceketi ütülü olurdu
Traş olurken, her sabah
Sinekler kaydıraktan kayardı *
Bunları yapan ‘üç yüz yıl’lık çınardı.
Yapmamaktan ziyade, yapamayansa;
Lalelerden geçit vermeyen
Ve çok hoş görüntüler arzeden Lalezar’dı.
Çınar, bulunduğu yerden hoşnuttu.

Daha sonra, lalelere ne olduğu bilinmez:
Yamyam bir hortum içinde sinsice yaklaştı
‘Yıldırımlar ve bir şimşek’ habercisiydi gökgürültüsünün
- Tepenin üzerine -bulutların üzerindeki.
Ve bu hortum, doğası gereği,
Birkaç burgaç doğurdu:
Bu burgaçlardan, sayısız deniz hortumu oluştu;
(Ama istisnai bir şekilde) karaya çıktıklarında,
Tornado’lardan ‘daha kesif-tehlike kokan’.
Ortam karışmıştı bir anda ve sonunda;
Acayip, sıra dışı kasırgalar peydahlandı orta yere:
Karalar üzerinde şiddetlenen;
Gizli ısı’ydı, yoğunlaşmadan mütevellit, açığa çıkan.
En son, ‘toz çığ’ olarak indi kar;
Ardışık bir dizilişle, tanecikleri ile -
Giderek büyüyerek, kaldırarak karları
-İniverdi eteklerine -yutarcasına- bu tepenin!

Kadırgalarda kürek çeken mahkumlar, sırta kırbaç hörgüçlenenler! ..
Karışıklık anında birleşirler, Yuvarlak Masa etrafında, şövalyeler! ..

Büyük bir elektrik boşalmasıydı, çöreklenen!
En başta, çınar ağacıydı yıldırımları çeken!
‘Yedi yüz bin’de bir olasılığı harekete geçiren!
Artı ve eksi parçacıklar, havanın direncini kırdılar:
Laleler, onlar bundan korktular
Laleler, onlar göçe zorlandılar …

Laçin: Çıkması güç kayalık yer