03 Salvador'la On Dördüncü Tarih-i Zanzi ...

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

03 Salvador'la On Dördüncü Tarih-i Zanzibar Günü

Kırk Yamalı Camuz Gönü Kırba

1/:
İkimiz de deli miyiz neyiz,
Ulan oğlum Salvador?
Hangi ölülerin helvası ellerimizde,
Gönlümüz de neden 'ölmeden ölmeyi' taşımadayız?
Tekrar tekrar uzanır eller yaşama oysa.
Aristo felsefesiz de yaşayabilir belki,
Ama bizim için renk ve şiir önceliklidir.
Davro ırmağı cebinde taşır yaşını,
Biz ise dağarımızda kollektif anafikir...
Aslında kocaman ve kirli bir ayaktır ittifak,Çıkarır yaşamsal tercih, ziyanı kuburundan.
Yeni yağan her meta yetersizlik barındırır,
Öyleyse aş kendini İberikli...Bak ve anla yıldızları deşiyor paralel meyil,
Sense kendi tümseğine takılırsın seyrü seferde.
Niye?
Mağma mağaralarının zeminine hakim oluyor müdahale,
Yani darbe zamanı gelmiştir,
Maviye macenta kat,
Ve morart zamanın artakalanını.
Sen çiz, ben yazayım...
2/:
De bana lan Salvo! Akşam olmuş mu Valencia'da? Emin değilim. Değilsen ol. Bil ki... Herkes herkesi tanımaz her kentte. Mesela Kastilyalı Primo kim? Aragon sarayına gittiği için yanan bahçıvan ya da... Say ki iki Şahmaran'dır Mino ve Davro. Yan yana akarlar bu nedenle kardeşçesine. La Caruna şehinşahı dindardır ve kilisededir her zaman. Ama yalnız kalmıştır inandıklarında. Ya sence de kalmış mıdır mesela? Emin değilim. Kırk kapılı kilisede neden kapalıdır pencereler? Oysa altından yapılmış bir sevgilidir inanç. Ve her daim açıktır inananlara. Engel olarak müminlerin önünde büyük bir tepe yani Sierra Nevada varmış. Zamanlar çıkmazında. Ha? Emin değilim. Özellikle nedendir şimdi bu münafık savlar. Ve nedendir masallarda dev rolü yapan kimsenin hacimli duruşu? Yeni olan her fikre kin ve kan bulaşması niye? Mısır saçlı Bask beyi epeydir göz dikiyormuş renk sultanına. Duyumsadın mı? Emin değilim. Onu elde etmenin fırsatı gelmiştir sonunda derler. Sence de mi? Emin değilim. Kehribar tespihlerin lordu yalnız otuz üç çeker. Onunla bir olup altın ikonu kiliseden dışarı çıkarmışlar raki zafer kazananlar? Uygun bir yere çukur kazmışlar ölmeden ölmek için. Ve içine koymuşlar tabutu sekinenin kutlu envanteri? Emin değilim. Üzerini kapatmışlar bal mumu ile? Emin değilim. Sonra da tekrar kiliseye gidip ibadet eder gibi görünmeye başlamışlar? Sabah olunca, kiliseye gelen görevliler, ikonu yerinde göremeyince büyük bir telaşa kapılmışlar? Emin değilim. Herkes birbirini suçlamaya başlamış? Fakat hiç kimsenin aklına masallarda dev rolü yapan kimse ile Kaşaniyye sitesinin mihmandarı suçlamak gelmiyormuş? Emin değilim. Onlara çok güvendikleri için olsa gerek. Hatta soru sormaya bile cesaret edemiyorlarmış. Duydun mu? Duydum ama emin değilim. Kırk yamalı camuz gönü kırbadır oysa cesaret...
3/:
Öyleyse niye?
Ne diye?
Şiire sızan Kastilyalı Primo da kim?
Aragon sarayına gittiğinde sor hele,Caruna şehinşahı niye kilisededir her daim?
Kırk kapılı kilisede neden kapalıdır bakire kızlar?
Mısır saçlı Bask beyi epeydir bana bile göz diker,
Ya şiirdir amacı ya da nonfiguratif sayıklamalar...
Kehribar tespihlerin lordu ise yalnızdır şimdi,
Ve otuz üç çeker gizli gizli direk arkalarında.
O altın ikon hala yerinde,
Yani kırk kapılı kilisededir kanımca,
Sanmam ki dışarı çıkarmış olsunlar zebaniler.
Ve tabutu sekinenin kutlu envanteri yerli yerinde,
Kaf dağı masallarında dev rolü yapan kimseye gelince,
Dur ve sus benim gibi...
Konu oldukça çetrefil taşır su yerine,
Kırk yamalı camuz gönü kırbasında çöllerde.
Kaşaniyye sitesinin mihmandarını suçlamak niye?
Ulan oğlum Salvador ikimiz de deliyiz.
Davran öyleyse...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 13:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat