03 Salvador'la Kırk İkinci Esved-i Tejer ...

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

03 Salvador'la Kırk İkinci Esved-i Tejer Günü

İbni Rüşt Çırakları Dolaşır Ortalıkta

1/:
Ebro ırmağı yaslı bu akşam,
Mino suyu hangi allı gelinlerin mateminde?
Davro çayı ise katava düğününde...
Salvo can ve ben,
Nötr bir tampon hattında çivilenmişiz.
Çorak yüzümüz yağmur tarlası.
Gözlerimizin obruk virajlarından anılar akmada,
Yani kıyamete çeyrek kala nisan havası...
***
Renkler aynası en cevval dansa gebe bu akşam.
Ve işte boğa donundaki aslanlar kükrüyorlar,
Tejero ve avanesi susuyorlar nefeslerini yemişler gibi.
Yani Salvo, renklerin efendisi,
Belki sana da 'yuh! ' çeker bu havzanın halkı,
Ceberrut bir hanedana nasıl kızarlarsa köleler işte öyle,
Mirasçı olmak düşer bakarsın zulmüne boğaların,
Bakma bir damla ateş olduğuna şah damardan sızan kanların,
Kimi zaman ateş ve kan aynı renkte yazılır.
İnandığın su ise tuzlu denizdir terlediğinde,
Akar ince ve serkeşçe kıtaların basma eteklerine,
Ve kendine gelir dalgalarla dövülen yamyam sahiller,
Gözlerini sel alır sevdakar nümayişanın,
Ve kalplerini ovuşturarak sıçrarlar ayrılıkzedeler.
Ve avuçlarında yıldız pıhtısı yol boylarında,
Bir kor parçası ile sarmaşık halde aşıklar,
Babil'de beklemek felsefede yol almaktır aslında,
Zaten ortalıkta dolaşan sakalar İbni Rüşt çırakları,
Işıklar dumanlardan başka bir kimlikle çıkarlar,
Sakaların kozmik dağarlarından dervişlerin bakır sahanlarına.
Göz devrile devrile döner çevrimçiçek oyunlarında,
Gözlenmez perdeler arakasından güneş saklambaçlarda.
Lan Salvador usta bir yol düşün hele,
Rüştoğlu hangi tonuna çalar gökyüzünün?
Sen çiz Muhittin'i,
Batuci Nurettin'e dair ne varsa ben yazayım...
***
Bu yol öyle bir güzergahtır ki,
Silme ipeğe ve ışığa keser her adımda yoğunlaşarak,
Tokuşarak kırılır ayrılıklar,
Ve dereler denizlerde bir bütün olurlar.
Yani Salvi can benden duymuş olma amma,
Yağmurları bekleyen göze alır sırılsıklam olmayı,
Yağmasada bulutlar aşk yere ıslanmaya bu iklimde.
Bulutlara mersiye dizmeli çorak toprakların ozanı,
Ki ilmik ilmik kendi derununu dokuya beyninin ıstarına.
Ne olduğunu fark ederse rengin ve mersiyenin vurgunu,
Bir gözünden bin bir görüş koridoru uzanır karanlıklara.
Ya da biliyor muydu ne olduğunu Araboğlu maddenin?
Ve eşyanın sakladığı sırrın ki bana sormadasın.
Bıldırcınlar bulur kendi yarenlerini ancak çayırda,
Dağlarda ise yanıt yanıt eser rüzgarlar suallerin peşinden.
Çünkü oksijen orada sıyrılan şal perdedir.
Deryaya ipler kopunca düşer serenler,
Yarenler ortasından eklenir halay katarına.
Yarına kalır bazı şeyler...
Sırdır, sorma sırra dair burada her aklına geleni,
Beynin aç kalır...

***
Haydi davran Salvador,
Sorular yol alıyor...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 13:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat