İşte o bizdik lan şiirimsi Langalı,
Geldik anti mefailünden usulca ve kıyamet arkalı…
Dolaştık kevkebler arası pi sayısında eliptik,
Dergâhındayız başı al valalı felasifyan beyzademin,
Dönüyoruz evrensel ve ipekböceği ipekliğinde,
Semâhla birlikteliğimiz beytin evlatlarıyla…
Ölün be Hacı Bektaş Velî Pirleri,
Yanın ula Yunus ve Mevlânâ dirileri,
Biz ki ‘Yazar’ kasasız yaşamıştık hayatı,
Plastik bidonların köhneliğinde çakmak çakmak,
Malboro ve sınırsız küf kokarak…
Semeresini de alacağız inşallah!
***
İşte o bizdik lan şiirimsi langalı,
Geldik anti mefailünden usulca ve kıyamet arkalı…
Tutsak forsa olup çakıldık yordamsız armadalara,
Zavallı fersiz adalelerimizle çektik kürekleri akıntıya hep,
Zaliman-ı Saferyana ve akıntılara inatla ve bir akut aşkla,
Azami hızdır burada doksan, ey rüzgâr yavaşla…
Derin nefes almak için meditasyon avındayız Bırahmaniyyede,
Racaları çıkarıp başımızdan pas pas etmişiz aşkımıza.
Köpüksüz ve öksürüksüz karın zarı inceliğinde bir ömürle,
Kilim desenli kamyonlara asfalt yapmışız aşk yemenimizi.
Bazen Konya’da kul Mevlan, kimi zaman arı misali kovandayız,
Ya da yokluğunda yok olmadan bir önceki andayız.
Salt varlığının bilincini yitirmeden seyrdeyiz,
Eğiririz hakikat-i mutlak kirmanını,
Şuracıkta, yanı başınızda yani evinizdeyiz…
***
İşte o bizdik lan şiirimsi langalı,
Geldik anti mefailünden usulca ve kıyamet arkalı…
Hafta sonu gönül eki gerekli, kirpiğiniz altını göremeyen gözlere,
Atar ya abasını bir çoban iğde ağacı altına ve destursuz,
Uzanmışız biz ve o, kirpik ağacı altına koyun koyuna.
Kuşluk vaktinde velhasıl ötemeyen kuşlar misâli,
Çeşm-i siyahı karanlık yani esved-i haliyan,
Kıraç gecelerde turaç arayan âşıkların izinde seke seke…
Siyahın içindeki renkleri seçemeden karanlıklar içindeyiz,
Kanaat lokantasında bol kepçedeyiz,
Yandım dedikçe, hortumlarız sulaklıkları,
Yananlar, yandım dedikçe dürülür zaman,
Öylesine de eğildikçe akasyaların irinli gözü,
Ve de böylesine de yallah tazyik maverası Bağdat’tan…
Dünyayı yakalayamamışsak istesek deşöyle veya böyle
Biz buyuz! Sen istersen hesapsız yaşa bereli dostum!
İki kere iki dört eder evrenin her boyutunda.
Hayattan bir ekmek ve bayattan bir kıymık,
Vehbikoç’un da kefen bezinin iki metre kare olduğunu,
Onu ele geçirmek için bir ömür yorulduğunu,
Bilmem biliyor musunuz?
İşte o bizdik lan şiirimsi langalı,
Geldik anti mefailünden usulca ve kıyamet arkalı,
Giydiğimiz mahkeme duvarlı bir gömlekti ki,
Vallahi hakim yakalı…
***
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 06:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!