Gözlerine baktığımda yüzünü çevirme ne olur,
gözlerini görememsem uyuyamam ben o gece ne olursun-
çevirme saçlarınnı bna,O yüzün baskalarına gülecekse bni sil hayatından gülüşünü görmek yeter bana,
ama sensiz olamam ayrı kalamam,sensiz hayatan zevk alamam.
kırlır kalbim yıkılır kalbim başka aşk bulama,bırakma bni tut elerimi
gitme ne olur, sensiz yapapmam,anla halimi gitme yalvarırım bırkama beni.Senle kalbim senle kalbim ilkbahar gibiydi eger gidersen kalbim son bahar gibi,
Sen benle bensiin sen benim herşeyimsinnn...
..
Bu havanın yaz gelmeden önce hep bu yaptığı ilkbaharda.Önce bize yaz fonlarının görsellerini gösterir ertesi gün bakarsınız ki kış hiç gitmemiş.Bir ilkbahar içinde kaç kışı barındırır.? Mevsim normallerinin normal bir nabızda ilerlemediği şu günlerde,,, neyse dönüyorum bize, bizim de bir arpa boyu yol katedemediğimiz dünyanın bu hastalıklı günlerinde mevsimler anormal bir şekilde fonluyor bizi.kış yaz,yaz kış baharı yaşayabilene aşk olsun.Ha aşk demişken ne oldu bizim aşkımız bizim de bir arpa boyu yol katedemediğimiz şu çoğrafyada söylemişmiydim daha önce
sen ben,ben sen yokuz bizi görebilene bizden ötelik nasip olsun..!
İzmirin havasına döndü şiir.Kalemim sağanak yağıyor bu sabah, beyaz kağıdada mis gibi toprak kokusu siner şimdi.Sahi yukarda hiç çiçeklerden bahsetmişmiydim.içine içine kanayan çiçeklerden bide onlar var kırılganlar.
Uzmanlar herşeyin insanlığın elinde diye her haber bültenlerinde bağıra bağıra sesleniyorlar kitleye.Boşroldeki enkırmeni bile kırıp geçiriyor bu sözler,lan oğlum bir ciddiye alın!
Küresel aşınmaya yada ısınmaya her neydiyse işte küresel değişiklik paketleri.Sanki mevsim tarifelerinin değiştirsek daha uzun yaşıyacağız ulan.Bırakın beni oparatöre bağlanıyım.Bu küresel aşınma tarifeside nerden geldi..
-Kutupcell soğukluğun en konuşkan hali, birbirine soğık insanlar,,, adlı reklamla çıktı karşımıza operatörün üzerimizde oynadığı hayat tarifesi, ne kadar dayanabilirsen o derece öl.Ölmeden önce ölmek gerekir deme şekli, bu tarifenin en dayanılmaz paketi bu.Beni bırakın ben smslerimle ölmek sitiyorum.Sizlere Muhappet Sunuyorum yazılanlarla şu an itabariyle...
Ya sahi ne oldu bizim aşkımıza demişmiydim..?
..
İçinde sanki, bir rüzgar saklıydı.
kuş gibi uçtun gittin.
Beyaz kanatlarını çırparken ufukta,
Buz gibi yeldi.. Yüzümü soğutan.
Oysa; İklim ılımandı,
Erik ağaçları çiçeğe durmuş,
..
Evet evet
Bir ilkbahar sabahıydı
İstanbul vardı caddelerde
Sokaklarda sağnak sağnak
Bir iyimserlik örtmüştü bulutları
Seni gördüm Kadıköy'de
Uzak dağlara yakındı aşk
..
Sonbahara düşmüş bir yaprak gibi
Sararan bir yüz kuruyan gözler
Rüzgarın her çarptığında
Darbelerle parçalanan bir beden
Ne acılar varmış bilmediğim
Ne beklenmeyen kahroluşlar
..
(RUH ADAM’ a: Aytolu’ ya, Güntülü’ ye, Nurkan’ a;
garibim Hasan’ a, ‘’hakgeten’’ değil hakikaten İNSAN’ a
ve elbette SANA gelsin!)
Güneşli bir ilkbahar sabahı…
Ağaçlar rengârenk çiçeklerle bezenmiş,
..
Can dostlarım, güzel insanlar,
Nasıl ki ay güneşten aldığı ışınları yansıtıyorsa,
Ben de sizlerin dostluk, güzellik ve sevgisinden ilham alarak,
Şiir yazmaya çalışıyorum. Yürek sıcaklığında, sevgiler selamlar.
Dillerinizden barış türküleri, yüreklerinizden sevgiler,
Yüzlerinizden gülücükler hiç ama hiç eksilmesin.
..
Nedendir bilmem bu gün
Kalemim yazmaz,
Dilim söylemez bir söz,
Garip bir burukluk yüreğim de
Nedendir bilinmez,
Güllerim solmuş dalında,
Bükmüş boynunu,
..
Bu da yarım asırlık bir çocuk şiiri.
İlkbahar geldi, yerler yemyeşil,
Temiz havaların kıymetini bil.
Oyna her zaman temiz yerlerde
Temiz hava şifa her türlü derde
..
Boşunadır sanma
Birkaç damla gözyaşını
Gizli bir eldir sanki okşar
Buz tutmuş anıları
Soğuk toprağa düşer gibi
İlkbahar yağmurları
Hissedilir ya hani ılık ılık
..
Yüreğini rüyalarıma aldım, ilkbahar sevginle,
Yüzüyorum, bedene mehtap sunan denizinde,
Gökteki aşkları saldım o mumlu hayallerime,
Şarkı dolu mevsimlerin, gece sestir bülbülde.
Dolunayı damlatan yüzün, gözlerimin mavi izi,
Saatlere işlenen hasret, yola duyurur gündüzleri,
..
Yıllar bedenimde izlerini
Zaman yılların özlemini
Gözlerinde gizlemiş.
Bitmeyen ilkbahar geceleri
Beyaz giymiş gelin gibi.
Sırlarını özlemiş.
..
(Kıymetli Şair İlhan Geçer'e ithaf) (akrostiş)
İlkbahar çiçekleri açılmış sözlerinden,
Lezzet katmış sevgiye, gönlünün özlerinden.
Hâtırâ, hayâl, hüzün, sevgiyle harmanlanmış,
Aşkın yakan ateşi bağrına sarmalanmış,
Nasıl yakar içini, görürüm gözlerinden.
..
Sanma gönülde mevsimler hep ilkbahar
Sanma gönül huzur dolu şen bir diyar
Hazan vurup viran etti soldu gülşen
Şimdi her yer darmadağın ve tarumar
Neşeden eser kalmamış sarmış hüzün
Her taraf yıkık ve dökük durum hazin
..
İlkbahar kokan
Aşkı büyüten
Yağmur taneleri
Hasret şarkısı oluyor
Yeşil ağaçlarda,
Toprağı okunan
Yüreklere serilen
..
İnadına, bir kuş tüyü kadar dolu kalbim
Ezberimde korkunç çığlıklar,
Dilimde tütün acısı bir yalnızlık türküsü,
Gözlerimde uçurumlar olsa da...
Varlığını unutarak
Bir karanlığa düştüğünde
..
Heyecanlı
Gönül gecesindeyim,
İsmim
Alaca karanlıkta bir eser,
Gökyüzü renkleniyor
Yıldızların melodisiyle,
Hislerim çoğalıyor
..
İşte geldi yine İlkbahar
Eleleydik geçen yıl bu zamanlar
Umurumda değildi dünya
Yada insanlar
Ama bu bahar
Bu bahar umurumda insanlar
Çünkü elele tutuşmuş
..
Hatıra dolu rüyaların gündüzüyle
Cana şifanın yokluğunda tükendim,
Ruhumun açlığı, sinemdeki fırtına,
Susuzluğun gizli çöllerine battım,
Coşturan aşkı hayallerde bulamam,
Mor yolda tuzaktır görünmez eceller,
Dinlediğim ilkbahar yüzünü getirmiyor,
..
Altın rengi son yaprakta düştü, hüzzamsı bir ahenk yankılanırken kalplerin ta içlerinde. Güz rengi bütün renkler, en amansız hüzünlerini salgıladı en ince kılcal damarlardan her zerreye. Sabahın çiğli vakti gümüş rengiyle gözyaşı olurken yanaklardan süzüldü damlacıklar gamzelere.
Doğanın nakarat halleri insanın gamlı ve kederli gönlüne MIH gibi çakılmakta, çayır ve çimenlerin sarımtırak çığlıkları içlerde yankılanmakta.
Kıyasıya geçiştirilen bu evrim Yaradan,ın muhteşem varlığını dile getirirken, biz insanogluna altından tepsi içinde gümüşten tasla sunulan hayatın en güzel örnegiydi.
Bazen memleketimin dogasıyla hayallere dalarken, bir şelale sesi ya da bozkırlarda meltemsi kokulara bürünmüş rüzgarın sesi ruhumda kopan amansız fırtınaları dindirmeye yetiyor.
Bütün bu güzelliklerin renklerinde gülüşlerini ya da ağıtlarını idrak edemiyor olmamız ruhumuza çöreklenen maddeden kaynaklanıyor olmasını alğılayamıyoruz.
Çevremizde bütün aşkların sevgilerle çoğalması, ya da huzursuzlukların artması yeterince kendi içimizdeki iradeyi denetleyemiyor olmamızdan kaynaklandığı şüphe götürmez bir tespit değil mi? O halde, sonbaharın hüzünlü hali bizleri romantizmin derinlikleride de götürse kederlenmemeliyiz çünkü; gülücüklerimizin daimiyeti için mevsimler kreaktiv(yaratıcı) dönüşümleri boşuna değil.
Bir çok şair şiirlerinde Nisan,ı işlemiştir, Eylül,ü işlemiştir sitemli de olsa bütün ayların ya da mevsimlerin Türk Edebiyatında sarsılmaz yerleri var. Bir çok şarkılarda, romanlarda, şiirlerde, filimlerde Güz (Sonbahar) ayrıcalıkla işlenmiştir.
..