DURUMUM ve DURUŞUM
Kaderle davalıydık, davamız sona erdi,
Zalim felek, bana çok ağır cezalar verdi;
Tek suçum yaşlı olmak, bu yasa nasıl şeymiş,
Umutlarım tutuklu, hayâller hüküm giymiş.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Ne güzel bir şiir bu, okumaya doyamadım. Tekrar okumaktan eminim büyük keyif alacağım.Size esenlikler diliyorum sevgili Ünal bey. Emeğinize o güzel gönlünüze sağlık. Sağlık huzur ve mutluluk dolu güzel bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum sevgiler.
sevgili hocam kısık ateşte kıvamında pişmek getirir ihtiyarlığı
ihtiyarlık yanında taşır vücuda yüklediği çekilmez bu ağırlı
sevdalar mahkum olur aşılmaz surlar içinde kalır çıkamaz
umutlar hayaller yaşar görünürde dönüp geriye bakamaz
hocam yaşlılığın verdiği duyguları ancak bu kadar anlatabilmek mümkündür
candan kutluyorum ve antolojime alıyorum çünkü bende ihityarlar sınıfında saynaya başladıma artık kendimi canı gönülden tabriklerimi ve saygılarımı sunuyorum
Hayat'a karşı dik duruş ve muhteşem dizeler,takdirlerimi bırakıyor saygılar sunuyorum efendim.
beğeniyle okudum güzel şiirinizi, kaleminiz daim olsun selamlarımla
DURUMUM ve DURUŞUM
Kaderle davalıydık, davamız sona erdi,
Zalim felek, bana çok ağır cezalar verdi;
Tek suçum yaşlı olmak, bu yasa nasıl şeymiş,
Umutlarım tutuklu, hayâller hüküm giymiş.
Yüreğim zincirlenmiş, sevdam darağacında,
Yolum sonsuz bir yokuş, bir dağın yamacında.
Ne pis bir tükeniş bu, çare bulamıyorum
Havaya katran dolmuş, nefes alamıyorum.
Artık bütün bedenim, yaşama lânet etti,
Sonunda, gözlerim de, bana ihânet etti.
Tüm renklerimi sarmış, gri, puslu kasvetim,
Gökyüzünün o berrak mavisine hasretim.
xxx
Bir muhasebe yaptım, dönüp baktım geriye
Bunca cezalar için, kabahatim ne diye;
Neden bu ezâ, cefâ, neden böyle inlemek?
Suçum; beynimi değil, hep gönlümü dinlemek...
Hoşgörüyle, sabırla ve sevgiyle doluyum,
Allah'ın tevekkülü şiar etmiş kuluyum.
Bunlarla kaybetmişsem, asla pişman değilim,
Ben, sigaramla bile dostum, düşman değilim.
Hiç bir rütbe peşinde koşmamak benim huyum,
Boyun eğmem kimseye, kaybetsem de, ben buyum.
Pes etmek yok hayata, hâlâ dayanmaktayım,
Yıkılmadım bir türlü, ben, dimdik ayaktayım.
xxx
Bir şiirin sonunda, şunları söylemişim:
'Çiğ yanım kalmamış pek, çiğ süt de emmemişim.
Cumhuriyet çağında, Osmanlı mutfağında
Ben, hep kısık ateşte, kıvamında pişmişim...'
Sanki; Her bir satır birbiriyle, duygu ve sitem adına yarışıyordu...Harika anlatımı kutlarım üstadım, final nefisti...Saygılar...
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta