Eski bir kalyondum ben;
Ne denizler yemiş,ne savaşlar görmüştüm,
Ne kaleler devirmiştim kocaman toplarımla
Her savaştan bir yara kalmış delik deşik bordamda
Yonga olmuş küpeştemde kılıç izleri ve kan lekeleri...
Nice zaferlerimin anıları,madalyalarım gibi...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kutluyorum yürek sesinizi kutluyorum kalemi saygılarımla sayfamdasınız
ŞİİR İLE DUYGULARI PAYLAŞMAK ÇOK GÜZEL
SAYGILAR
Bak,sen gittin ve kasırga dindi,
Ne var ki,
Savaşlar kazanmış eski ve şanlı bir kalyon değilim şimdi
Suyun üstünde yüzen bir kaç tahta parçası ki;
Birinin üzerinde,gemi tabelası; yani,benim ismim
Bir de yırtık bir flama, üzerinde senin resmin...
== Harikulade bir duygu aktarımı.. yüreğinizi Alkışlı/Yorum Üstadaım.. Şiirinize Tam puan,size de saygılarım var.. Hayırlı Akşamlar.nevzat uçar.
Begenerek okudum tebrikler
Sen ne hain,ne gâvur bir rüzgârsın
İhtiyar gövdem,buna nasıl dayansın?
**********************************************
Aşkın fırtınası, olsada bora,
Ey yaşlı kadırga yelkenler fora.
Tebrikler ve takdirler üstadım
Saygıyla selamlarım..
Bedri Tahir Adaklı
Bak,sen gittin ve kasırga dindi,
Ne var ki,
Savaşlar kazanmış eski ve şanlı bir kalyon değilim şimdi
Suyun üstünde yüzen bir kaç tahta parçası ki;
Birinin üzerinde,gemi tabelası; yani,benim ismim
Bir de yırtık bir flama, üzerinde senin resmin...
Enfes teşbihler
Muhteşem betimlemeler
Yürekten tebrikler
Ne kadar güzel benzetmeler...
Böyle senaryoları nasıl yaratırsınız kafanızda bilmem.
Şiirlerinizi okumak zevk veriyor.
Defalarca okunmaya değer.
İçinizden satırlara dökülen sevgiler ve güzellikler....
Kadir Tozlu
Sonra bir fırtına oluverdin birden
Bilmem ki,ne istedin benden,
Bir kasırganın göbeğine atıverdin beni,
Sen ne hain,ne gâvur bir rüzgârsın
İhtiyar gövdem,buna nasıl dayansın?
Bak,sen gittin ve kasırga dindi,
Ne var ki,
Savaşlar kazanmış eski ve şanlı bir kalyon değilim şimdi
Suyun üstünde yüzen bir kaç tahta parçası ki;
Birinin üzerinde,gemi tabelası; yani,benim ismim
Bir de yırtık bir flama, üzerinde senin resmin...
kutluyorum engin kaleminizi bir kez daha şiir okumanın keyfindeyim üstadım sağolun teşekkürler paylaşımınıza
Anlamlı ve güzel kutlarım usta kalemi, yüreğine,kalemine sağlık.
Bu şiiriniz 'deniz savaşları rüyası' nı bir başka pencereden izlemek ya da bir başka gecede görmek gibi...
Kalyon eğer hala denizdeyse, kendine güveni tam, denize (yaşama) bağları sağlam demektir...
Kutluyorum şiirinizi, yüreğinizi..Saygı ile...........
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta