kısa yol peyzajlarıyla geçiyor ömür
ağaçlar aheste hışırtılı yarenlikli
güneş yemiş yüzlerle vuruluyorum insana
su zerrecikleri şavkıyor çimlerden içime
karanlığım yok yüzüne sür isterim yüreğimi
kaskatı kesilirken havası uğurladığım yaprağının
gidiş gerekçelerimin kıpkızıl ormanlarında kayboluyorum
seni uğurlarken giden ben oluyorum yokluğa
ayrılığın minesidir gözyaşlarım
hain bir sessizlikte ünlüyorum seni
sesimle adın birleşince doğuyor umut
kendini ve beni unutmana
zulümde bağbozumu zamanıdır anladığımı anladığında
kırılır eşya ıslanır resim kayıp düşlerde aralanır tül
devran imkansızı aşmakta makulleşir
dağ biter
soluğumdaki türküde bir sen
kendin sandığın tozlu yol kokusu
hasreti baş köşeye oturtan keder gecede
biter anladığımı anladığında soluksuz
acının sağdıcı ayrılık
kış güzel gelecek
baharla sözleneceğiz
kesik çizgiler sıralanır
har vurup harman savurduğum kaderimde
geri dönüşü yoktur girdiğim hiçbir sokağın
ve düşünmeden atarım her adımımı
senin içinliğinlerin çünkülerime verdiği
güvenle...
Kayıt Tarihi : 22.8.2011 01:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!