Kağıtlar hükümlü, kalemler tutsak; yazamıyor.
Dirlik bozuk, haller perişan; zalime dur olmuyor.
Biçare Yakarışlar, Gazap sarmış dört bir yanı,
Sabır taş kesilmiş, Dualar zulmü bozamıyor.
Feryatları duyan yok, sus olmuş dünya, duymuyor,
Kelimeler vurgun yemiş, sükûnet her bir yanı.
Konuşmak suç, susmak korkutuyor vicdanları,
Bakıyor gözler, görmüyor; ten bedenden korkuyor.
Ruhlar satılmışçasına, hissedilen şeytanın kolları,
Melekler terk etmiş, Azrail kesmiş tüm yolları.
Utanç ve onur dargın birbirine yüzlerine bakmıyor,
Yollar tıkanmış, sevdaların bittiği, okyanusların çekildiği
Hükümsüz bir beden kalmış, yüreklerin söküldüğü…
Esrarlı gözler, sönük ve fersiz;
Anlam kalmamış, ölüleri bile kefensiz.
Mağrur ile mağdurun son karşılaşması bu
Bütün alevlerin, ışıkların söndürüldüğü
Sıfatlar belli belirsiz gölgeler hakim, zalimin kazandığı
Zulmün galibiyetinin bilmem kaçıncısı?
Ufuklar dar, çocuklar doğmamış; Ana karnında bir ses
Uykuları böler, Allah’a yakarışın can havli sancısı.
Yok duyan, daralmış kainat, görmüyor sırlar alemi
Bitkin, yorulmuş, sessiz sedasız kalmamış nefes
Zalâm-ı Zulm her bir yan, seyrediyor karanlığın efendisi
Tarumar haysiyetler ayaklar altında perişan
Demir parmaklıklar dört bir yan,
Konuşsan zulüm, sussan daha beter: yoksun sen
Unutmak belki de bu olmalı, insana yakışmayan
Utanmak neyine, sustukça sen bir yaşamayan.
Denizler hüzünlü çöl, kıtalar deniz gibi göz yaşı
Bir tek sen bihaber senden, utançlarınla yaşayan sen!
Dil kurşun yürekte, dost düşman olmuş ezel derdinde
Ar-namus hepten kalmamış, başka ellerde
Susmak çare sanma! Yarın belki de sıra sende.
15.03.2013 / 13; 17
Ali BektaşKayıt Tarihi : 23.8.2013 22:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!