Ey, arsız gönlümün, sarhoş hırsızı,
Karşımda öylece duruyorken,
Sana karışamayacağımı bilmek, zulümdür!
Gözlerindeki dünyanın esrarı,
Esir almışken cümle kâinatı:
Gözlerimin, gözlerindeki ufuksuz âlemlere akıp,
Coşamayacağını bilmek, zulümdür!
Bunca yakınken hissine,
Görünmez, keskin bir kılıç varmışçasına arada;
Nefesine karışamayıp,
Varlığınla yıkanamamak, zulümdür!
Kalbim, böyle susamışken aşka,
Aşk, suretini giyinip varmışken başa,
Aklın saçaklarına takılıp karşı koyacaksa,
Bu başın, bu gövdenin üstünde yeri yok;
Bir an bile dursa, zulümdür!
Zehir, ilaçken elinden,
Güneş, buz tutup donarken gülüşüne hürmetten,
Ay, ortadan ikiye parçalanırken adının geçtiği yerden,
Yağmur yağmaz, rüzgâr esmezken sen istemeden,
Ve fırtına, süt liman bir deryaya terk ederken kendini kederden:
Eline, el deyip,
Adına dil sürmemek,
Gülüşünden yüz çevirmek, zulümdür!
Rızan emirken, aşka sebepten,
Emrinle, demiri değil,
Boynumu bile kesmeye hazırken,
Aşktan firar et diyorsun;
Söyle!
Nasıl karşı koyabilirim bu emre: isyan etmeden?
Bu yaptığın, iki cihana bedel, zulümdür!
Ey, varlığımın ve yokluğumun sultanı,
Günlerimin ve gecelerimin hükümvarı:
Öfke, şefkatin köpeğidir,
Özümden ayrı koyup beni,
Bir köpeğe rüsva etme!
Hırsıza, hırsız denir mi, mecbur kalmışsa?
Harami, teslim olur mu, davasında haklıysa?
Âşık’a, âşık mı denir, akla muhtaçsa?
Aşk, aklın ezelden hasmıdır;
Beni, sonradan hırsızlığa,
Uslanmaz haramiliğe reva görme:
Bu yaptığın, ezelden ebede, zulümdür!
Yapma!
Bu kadarı da fazla;
Tanrı kelamı da olsa aşkı haram kılan:
Tanrı’ya rağmen, zulümdür!
5 Aralık 2010 / 05: 37
İstanbul / Ataköy
Kayıt Tarihi : 5.10.2011 12:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Ali Seyyidoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/10/05/zulum-67.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!