Buruk ama samimiydi güneşin ilk ışıkları..
Dayan diye inadına direnen umut,
Ellerimin içinde yok olup giden saatler.
Biliyorum sebebini şimdi.
Bunun adı yalnızlıktı, yalnız bir bayramın ilk sabahıydı.
Gurbetin adı soğuk bir o kadarda acıydı..
Kocaman Bir Gurur Uğruna! ... 7.3.2010
Yalan yanlış cümleler kurduk hayatta.Her cümlenin sonunda içimizi acıtan,hüzünler biriktirdik.Ne anlatabildik içimizdekileri,nede ağlayabildik doyasıya...BEN vardım dışarıdan bir yerden öylesine güçlü görünen,ölesine yenilmez...Aslında; kimsenin bilmediği yanlızlıklarda kırık döküktüm kalabalığın ortasında,susmalıydım! ..İnadına konuştum kendimle kırdım parçaladım kalbimi,ne olduysa parçalandıktan bölündükten sonra oldu.Zaten; ben bana yakışmayanı yaptım.Bu yılışık sevgilerin yaşandığı zamanın bu dönek dünyasında ve ardıma bakmadım bile vazgeçerken değerlerimden....
Hangi isyan zincirinin halkası oldum,hangi ahirin evveli; hangi tuzakların,yanlışların ağına düştüm.Hangi boşa sölenmiş cümlelerin zamiri.BEN benle kendi içime bu kadar doluyken sıradanlıklarla basitleştim.Bölesine beni BEN eden figürlerimden...
Söyle;
Seviyorum dedim..
Biliyorum dedi...
Halbu ki bilmediği bir şey vardı...
İçimdeki tüm kırık dökük umudumu toparlayıp söylemiştim bunu ona..
Denkleştirene kadar nasılda çırpınmıştı bilançoyu yüreğim..
Kaç gece hesabını kara kalemle yaptı şu nasırlı ellerim.
Giderken!
Bakma dizlerimin titreyişine,
Utanırım!
Gözlerimden süzülen iki damla yaşın adıdır,
İmzasıdır yüreğime akışın.
Bakma aktıklarına; ben hep bu hayatta
Seni ömrümüm sebebi gibi görüyorum! ! !
Dün akşam yatağıma uzandım bir tanem.
Bir sürü can ve kalp acısıyla kıvranarak.
Çaresiz umutsuz bir medet umarak
Gene yokluğunun acısı çökmüş
Ne acılara entrikalara dayandı yüreğim sen yokken.
Ölü gibi nefessizdi bedenim umuda tutunmaya çalışırken.
Ne acıları katık ettim gönül soframa
Hiçbir şeye acımıyorum şimdi
Öksüzlüğümden başka.
Şehirde büyüyen yaşıtlarıma,
Özenerek geçti çocukluğum.
O evimizin yosun tutan duvarında yatarken;
Masmavi umutlarım vardı.
Kendime dair.
Elma şekeri tadında rengin’de.
Ben güllerin güneşe güldüğü yerde doğdum…
Yaralı bir sevda delice bir vurgun…
Adım gurbet, adım hasret.
Tenime vurgun sevdalarla yoğruldum…
Kim güldüyse yüzüme,o sevdayla yürüdüm..
Gidiyorum! !
Karşı limandan bir gemi demir alır bugün..
Bakışlarımın kıyısından meçhullere
Ateşe veririm tüm yalanları ve resimleri
Külleriyle savrulurum engin denizlere
Yok oluşların adıdır sevdalar
Hayatımdaki boş ve sürünen yaralı cümlelerin zamirisin artık.
Yalnızlığın pençesinde,
Soğuk gecelere dayanan bir serçenin,
Çırpınışına benzetiyorum sana olan aşkımı.
Çaresiz, umutsuz, kimsesiz bir gecenin,
Güneş doğunca öleceğini bildiği gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!