Bazen insan, kendi isteğiyle değil, şartların zorlamasıyla yalnız kalır. Bu yalnızlık, özgürlüğün değil mecburiyetin kokusunu taşır. Benim yalnızlığım da öyle… İstemeden seçilmiş, ama zamanla alışılmış bir sessizlik.
İnsanları tanıdıkça, kelimelerin ardında saklanan niyetleri gördükçe, yanımda kimlerin kalmaya değer olduğunu anladım. Çoğu gitmeyi seçti. Bazıları da kalmış gibi yapıp aslında çoktan gitmişti. İşte o an fark ettim; kalabalıklar içinde bile yalnız olabiliyor insan.
Benim yalnızlığım öyle bir yalnızlık ki… İçinde kırgınlıklar var ama tamamen yıkılmış değil. Çünkü biliyorum ki bu sessizlik, beni yok etmiyor, aksine güçlendiriyor. Sessizlikte kendi sesimi duyuyor, yaralarımı kendi ellerimle sarıyorum.
Bazen düşünüyorum…
Belki de bu zorunlu yalnızlık, beni en çok seven şey. İnsanlar beni anlamadan gitse de, yalnızlık hep aynı yerde, aynı sessizlikle duruyor. Kimseyle yarışmıyor, kimseye yaranmaya çalışmıyor. Sadece beni, olduğum gibi kabul ediyor.
Bir gün bu yalnızlık, mecburiyet olmaktan çıkacak. Benim seçtiğim, benim yönettiğim bir huzura dönüşecek. Ve o zaman, hayatın beni zorla getirdiği bu noktadan kendi yolumu çizdiğimi göreceğim.
Ama şimdilik… Sessizliğimin içinde kendime daha çok yaklaşmayı öğreniyorum.
Kayıt Tarihi : 13.8.2025 03:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!