Yaş kemale erince haliyle biraz saçlarda beyazlaşmalar da gün yüzüne çıkıyor. Yine de bu yaşımıza rağmen çok da fazla sayılmaz. Eski zamanlarda babam saçı beyazlaştı mı saçını biraz biraz boyatırdı rahmetli, şimdi benim saçlarımı boyatmak hiç içimden gelmiyor, kendi haline bırakıyorum saçlarımı, doğallığı daha güzel...
Daha mı beyazlaşmasın saçımız sakalımız. Bugüne bugün, dede adayıyız. Çok genç yaşta olup da dede olan arkadaşlarım, meslektaşlarım var benim, saçları da simsiyah, dede demeye bin şahit ister. Dede dedin mi saçı sakalı beyaz olacak, elinde baston olmasa da... Dedeler Kitabının dördüncü cildinin sekizinci sayfasında madde dokuzun a fıkrasının be bendinde yazar. Yok ya inanmayın, salladım gitti işte..
Bebeler görünce saçlarda ki ara ara beyazlaşmaları ''Amca sen kesin Beşiktaşlısın, Kartal'sın.'' diyorlar da başka bir şey demiyorlar... Ben de onlara ''Yok oğlum yok Beşiktaş'ı da severiz ama ben Cimbomluyum keratalar.'' diyorum... Bir de benimle maytap geçiyorlar ''İnanmayız amca billahi sen Kara Kartalsın mutlaka başka takımlı olamazsın.'' diye de devam ediyorlar...
Siyah beyaz ve renkler deyince şöyle bir anekdot geldi aklıma bir çoğunuzda bilirsiniz belki ''Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu birinciliği beyaza verdiler.'' Bir muhterem söylemiş bunu da şimdi adı aklımda kalmadı... Bizim saçlarda beyazlaştı mı sanki biz orta yaşlılar ahirete yaklaşırken bir adım daha, bana da temizleniyor muşuz gibi geliyor; ne dersiniz?
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta