Baharla gelen bir müjdesin,
Ama kara kışta kalmış yüreğin,
Ben ne kadar ulaşmaya çalışsam da,
Sen kar tanesi gibi erirsin avuçlarımda.
Zoru seviyorsun,
Ya da zorlu gösteriyorsun yüreğini.
Oysa çok uysal gönlündeki yerin,
Bir kuş kadar yüreğin,
Bir o kadar nefret dolu kalbin.
Çağlayanlar kadar sert,
Bir ada kıyısı kadar sesiz için,
Yanlızlığının serfonisi kalbin.
Sus demişsin bir yerde kendine,
Susmuş ve kalmışsın, kalabalık seni dövse bile,
Orda kalmışsın kırgınlığın saatinde.
Kafiyeler kıfayetsiz kalıyor senin yüzünde,
Kelimelerin bilmecesi sen,
Kaderin kalemiyle çok oynamışsın,
Elinden çalınmış gelecek adına ne varsa sende.
Sonra bir düş ya da anlık bir rüyada,
Bir başka dünyada kendini bulmuşsun,
Ellerin mazinin kiri ile dolu,
Gözlerin halen mahçup bir ifadenin eseri,
Yüzünde dünden kalma ağlama izi ve lekesi.
Sus pus olmuşsun kendi karanlığında,
Yine de iyi gelen bir yarın güneşi senin toprağında,
Işıltıları gözünde, içinde bir karış mesafede,
Kıl ip aralığı,
İçinin hem kalabalıkları,
Hem de devasa yalnızlıkları.
Bendeki sana biraz teselli,
Amorti vurmuş, bumerang dönüşü sevgiye sanki.
Sor beni sözlerimle sen sor,
Sonra ele kendin de beni,
As duvarlarına idam mahkumu gibi,
Güneşte kurut bendeki seni,
Güneşte kurut bendeki seni...
Kayıt Tarihi : 26.9.2020 19:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!