Sarı çitle ayrılmış iki yol uzanıyor önümde,
Üzgünüm; bu iki yoldan ikisini de seçemezdim.
Siz varın geçin, daha beklerim ben; yalnız yolcuyum…
Gördüğüm, bildiğim; tekin değil bu yoldan ikisi de,
Çalılıkların en dibine kadar bakmadan edemezdim!
İyi gibi görüneni; kendine çekti, aldı beni
Nice nice üstünlüklerini saydı döktü bir bir.
Renk renk çiçekliydi, üstelik yemyeşildi…
İki yoldan gitseydim ben öteki yolcular gibi
İkisinin de çiçekleri bastıkça ezilir, çiğnenir.
Sabaha çıktıklarında ikisi de ikizdi sanki, anlardınız;
Çiğnendikçe siyaha boyanmamış yapraklarından.
Vay bana, başka gün mü yok umuduyla sakladım onu;
Her yolun yepyeni bir yola ulaştığını bilerek…
Dönmek istesem de, başa dönebilir miydim şimdi?
Yüreğimdekini içimi çeke çeke açıkça söylesem de,
Yanaklarımdan süzülür yalnızca göz yaşlarım değil mi?
Şimdi ne iki yol, ne sarı çit var: Ayrıldım ormandan,
Bu defa da yolcusu az olanı seçmeliydim değil mi?
Başka olan, her şeyi değiştirecek olan oydu belki de!
(Robert FROST (1874–1963 / Dağ Mesafesi, 1920) .
Oyhan Hasan BILDIRKİ)
Kayıt Tarihi : 9.8.2006 08:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çevir dediler, çevirdim. Fena olmadı düşüncesindeyim...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!