Viraneye dönmüş baykuşlar konmuş
Bir acı yel esmiş köyüm üstüne
Evleri yıkılmış ocaklar sönmüş
Bir acı yel esmiş köyüm üstüne
Silinmiş yüzleri eski dostların
İyiliğin varamamış tadına
Mesleğinin yüz karası bu hoca
Kara sürer mesleğinin adına
İnsanlığın maskarası bu hoca
Muallimdir söz de ilim izinde
Bakmadı yüzüme gülen gözlerin
Bulmuşsun birini hayırlı olsun
İçime işledi acı sözlerin
Bulmuşsun birini hayırlı olsun
Hani bahar gözlüm derdin ezeli
Her kelamın doğru söyle
Yalana paha verilmez
Ehli dil ol kamil dinle
Zalime paha verilmez
Ömrüm ömrüm benim ömrüm
Zayi oldu garip ömrüm
Ne isyanın biter ne çilen biter
Yeter deli gönlüm bu nazın yeter
Ne kadar kaçsam da sevdaya iter
Yeter deli gönlüm bu nazın yeter
Kırılmış kadehin kırılmış şişen
Benden selam söyle kara denize
Yüreğimi alsın alsın savursun
Köpük köpük dalgaları dinmesin
Kayalara vursun vursun kudursun
Ne sırrını versin sahillerine
Ümmeti elinde ateş tutansa
Böyle dinle böyle kitap utansın
Feryatla figanla nara atansa
Sivas da canları yakan utansın
Acı kelam etmedi ki dilleri
Temmuz sıcağında yola düştüler
Gönüllere sevgi eken yiğitler
Tutuştu yürekler tutuştu teller
Gönüllere dostluk eken yiğitler
Zakirin mızrabı telinden ayrı
Hazana erdi de ömrün baharı
Gelmedin halimi sormaya zalim
Yaralarım derman bulmuyor zarı
Gelmedin halim sormaya zalim
Uzaktan uzağa selam salmakla
Havalar soğudu gün kararmakta
Söyle kaptan bizim sefer ne vakit
Mevsim sonbahardan kışa dönüyor
Söyle kaptan bizim sefer ne vakit
Bu giden gemiler bilmem kaçıncı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!