Dün yine gezindim,
Geçmişin sokaklarında.
Epeydir uğramıyorum diye
Hesap sordu hatıralar.
İlkokula uğradım.
Kapı açıldı dersin ortasında,
Görevli girdi içeriye
Elinde büyük kovalarla…
Süt tozu içtim…
Kar, kış kıyamet.
Her yer bembeyaz. Sakin, dingin.
Yollar.
Kızdılar bana.
Epeydir yoktum diye.
Kırmızı renkli,
Lastik çizmelerimle,
Merhaba! Dedim.
Mutlu oldular.
Evde
Lambalı radyo,
Hala yayında!
Kulaklarımda melodisi
“Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar.
Zaman sanki bir rüzgâr
Ve bir su gibi aksın…
Sen, gözlerim de bir renk,
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes.
Olarak kalacaksın! ”.
Hiç değişmemiş,
Aynı güzellikte
Çalmaya devam ediyor.
Evin ortasındaki kömür sobası ile
Göz göze geldik.
Sarkıttı dudağını, somurttu bana.
Kaprisin bini bin para.
Sıcacık değil, soğumuş artık.
Kızıl ve canlı değil… Rengi artık gri!
Oysa ne çok severim ben seni.
Okşadım gövdesini.
Sevdim.
Canlandı.
Sıcacık oldu birden bire.
Hayat geldi odaya, eve.
Üzerine çaydanlık oturttum
Çay içerim birazdan.
Etrafına kestane sıralarım.
Eh bir de ekmek kızartıp, Üzerine yağ sürdüm mü?
Değme gitsin keyfime.
Yüzüne renk geldi. Canlandı.
Bu sefer tatlı tatlı bakıştık.
Kızmayın anılar, gücenmeyin bana.
Bundan kolay ne var.
Sık sık uğrarım yanınıza.
Kayıt Tarihi : 30.7.2011 19:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)