Hüzünle yürüyorum üstüne duvarın
Bir kuş sessizliği öncesi
Şekilde estetik yok, esrarımı kucaklamıyor
Çeyiz sandıklarında bile açılmıyor
Bedenimi kuşatması gereken yerde gün
Ah ne acı
Hasretli bir motif işliyor yüzümün kumaşına
Betonda açan bir çiçek
Merhaba pusulasız gün
Ziyaretçiler kimliksiz giriyor içeri
Bileklerinde ‘ziyaretçi’ yazıyor
Uzatmalı bir gün dökülüyor
Süngü uçlarından mahpushaneye
Ziyaret başlıyor
Bitmeyecek gibi süren gün bitiyor
Hasretten mezun olmadık henüz
Henüz çocuk sesleri park ettiğimiz yerde bizi bekliyor
Komşunun köpeği bobi de ölmüş diyorlardı bir mektupta
Ali evlenmiş güllü gelin olmuş, bazıları göçmüş gitmiş mahalleden
Gecenin bir yarısı işte, başka ne düşünür insan mahpushanede
Ya bitseydi şu açılışını bir kurdele keserek yapmayacağımız tünel
Geçen gün meydana gelen hafif şiddetli depremde
Hasar görmüş galiba bazı yerleri,
Bayram sonrası tadilat var anlaşılan
Hadi lan durmuş bir çay demle de içeğin şöyle
Daha çok işimiz var anlaşılan
Lan durmuş ne gadarda saksılarda çiçek ektin öylemi
Ulan oğlum ne çiçek ekmesi o saksıdaki toprak ne bilonmu
Nedir lan durmuş
Tünelden çıkardığımız toprak oğlum onlar
Hadi lan ordan, essahmı deyin lan
Essah deyim ya yakında çiçekci,dükkanı aç veremde gör sen
Hadi garı yeter çayın demlendiği durmuş
Ne zaman arzın merkezine yolculuk
Yakındır, yakındır
Kocaman bir kaya varmış orda onu kırabilirlerse tamamdır deyiler
Hadi hayırlısı lan durmuş, sende gelecen mi bari
Eh gidenlerin hasretin dayanamam herhalde
Napcam bu yerlerde
Köyümü özledin lan durmuş, netcen hapisten kaçıp
Anan kız mı bulmuş yoksa, varıp onu mu görcen
Kaç seneden beri anam gız arar, durur işte
Artık gidipte bir görim şu gızı garı
Eyi lan durmuş hadi getde gör garı
Eyi geceler
Yani şu hapislik, eskiden düşlerimize girerdi ayrıldığımız yerler
Çıktık şimdide ayrıldığımız yerler girer düşlerimize
Öylesine zor, ölesiye zor muş meğer,yıldızsız bir gökyüzü düşünmek
Şimdi Beyoğlu sokaklarında dolaşırken orası hatırlanmaz oldu
Kısacık bir ömürden zamana pay düştük bir on yıl
Tembel kuşlar çoğaldı gölgemin düştüğü yerlerde
Ve silip atamıyorsun bir kalemle
Çıksan da bulutların üstüne, insen de yeryüzüne
İlle de çarpar kafana bir şeyler
Durmuş şimdi neyler
Sahi o delikten çıkmış mıdır kimse
Evet bir çamurdan adam çıkmış ordan kafasını uzatmış yukarı
Hoş geldin demiş kafasına dayanan bir namlu
Sonra usulcacık indirmiş yelkenleri
Buraya kadar demiş arkadaşlar çekilin geri
Daha sonra yılmazı kapıdan salmışlar dışarı
Şartlı bir tahliye den dolayı
Şöyle kapıdan dışarı atmış adımını yılmaz
Vay canına yandığım dünya demiş
Varmış tutmuş Adana’nın yolunu
Arkasında hiç kimsecikler yokmuş yılmazın
Doğrusu bir hoş olmuş
Bir tuvalete gitmiş, ilk kez yanında kimse olmadan
Süngülerin karşısında poz vermeden oturmuş kenefe
Üstelik birde cigara yakmış, derin, derin çekmiş içine
Ne zor şeymiş böyle mahpusluk
Oramı hapislik, yoksa buramı bilinmez
Ama bilinen bir şey vardır elbet
Asla bazı şeyler silinmez
Öylesine gençtir, öylesine diri
Kalır gider sende topal bir güne başlayan kentlerde
Eksik kelimelerle yaşamaya başlarsın hayatı
Üç beş kelimeyle anlatırsın bunca şeyleri
Mahpusluk işte koy ver gitsin!
Kayıt Tarihi : 18.7.2006 19:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mecburi ikametgahlarda bir tutsak ne düşünür..FİRAR bizde öyle düşünüyoruz...gelen bir ziyaretçi burdan kaçmak imkansız deseden..biz tünelden çıkadığımız topraklarlar saksıda çiçek yetiştiriyoruz..her taraf gülistanlık..her çiçek var..ve heyecan dorukta..özgürlüğe kavuşmak..yada öbür tarafa gitmek....ikiside olmuyor...kaldığımız yerde kalakalıyoruz...tünel den çıkarken adamın biri...orda yakalanıyor...yazık oluyor onca emeklere... işin yoksa sil baştan..başka formüller...başka yapacak bir şey yok...ordaki günlerin anısına yazılmış bir şiir...yeni kaleme almışım henüz...hikayesi bu..

Ama bilinen bir şey vardır elbet
Asla bazı şeyler silinmez
Öylesine gençtir, öylesine diri
Kalır gider sende topal bir güne başlayan kentlerde
Eksik kelimelerle yaşamaya başlarsın hayatı
Üç beş kelimeyle anlatırsın bunca şeyleri
Mahpusluk işte koy ver gitsin!'
İnanın Üstadım okurken yaşadım, yaşamış olduklarınızı yüreğimiz temmuz sıcağında buz kesti... yüreğinizden öpüyorum sizi; harika bir şiir hele şu mısralarda bittim desem ne yazık ki eksik kalmış bir hayat hep cumbadan rumbaya koşuyor sevgi ve saygılarımla....
Bu resimleri ben oyıllar hep kartpostal olarak kullandım bayram tebriklerinde.
Bazılarının hala olması lazım.
nasip olursa bir dahaki buluşmamızda o resimlerinizden bende olanları size arzederim.
__'En güzel özgürlük rüyası zindanda görünür'
Bu sözü de Sizin gibi bir 12 Eylül vurgunu M.Karacanın KÖLE kitabından okumuştum zannederesem.
Selam ve saygularımla güzel gönüllü dost.
TÜM YORUMLAR (3)