Zahmet olmaz ey gülcem; uğruna canlar vermek
Yakışır aşığına Mecnun gibi aşk dermek...
-I-
Meltemli saçlarında göz bebeğim eriyor
Fırtınalar geçiyor yorgun damarlarımdan.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bazen keşkelerle beynimizi alabora ederiz. ama kader der teselli ederiz. bu yaşanmışlıklar bu doyumsuzluklar duygularımızı bir esaretten kurtarıyor belkide. belkide zincirlerini kendimiz kırıyoruz. her ne olursa her kötü ve her güzel şey yaşanması için önümüze sunuldu. ya şimdi ya sonra bunu tatmak için onca duygu kalabalığı. keşke içinden seçme şansımız olsaydı. çok az bir pişmanlık var şiirde. ama öyle güzel duygularla örtülmüş ki üzeri okurken ruhunu ortaya koyman gerek.
Şiirindeki tarz Hüseyin Nihal ATSIZ'ın şiir tarzına benziyor. Biliyorsun ki ideolojisi sebebiyle yüceltilen Nazım HİKMET ve Necip Fazıl KISAKÜREK'in yanında Nihal ATSIZ'ın şiirleri pek itibar görmemiştir. Oysa önyargıyı kaldırdığımız da göreceğiz ki Nihal ATSIZ tam bir üstaddır. Bence doğru yoldasın.
'Nasıl yaşandı bilmem, yaşanmalıydın belki
Kaderin kıvrımında kıvranmalıydım belki...'
bu sözlerin üzerine ne denebilir ki! o zaman 'felahımsın ey yar!' yüreğinize sağlık saygilar...
gercekten harika yaziyosunuz...emek harcandigi ve özen gösterildigi ilk göze carpan unsur...tebrikler
Çok güzel. tebrik ederim.
Bir hudut çiziyorum penceremden günlere
Sonra vah çekiyorum arkamdaki dünlere ............şiirin kalbi şaire göre neresi bilmem ama bana göre burasıydı......çok estetik ve duygu tüklü bir şiirdi.
he bir kelime
her bir cümle
her bir satır
ne güzel işlenmiş tebrikler
Nasıl yaşandı bilmem, yaşanmalıydın belki
Kaderin kıvrımında kıvranmalıydım belki
Gülüşlerin aksinde aynanın cevheriyken,
Küskün gül bahçesinin en narin bekçisiyken,
Sanki tanrıdan ödül, göklerin cilvesiyken
Nasıl yaşandı bilmem, yaşanmalıydın belki
Kaderin kıvrımında kıvranmalıydım belki...
yeni keşfettiğim bir şair ama gerçektende güçlü bir kalem ustaca yazan yürek...dugu ötesi ifadelerle bezenmiş bir destan bibiydi şiir...saygılarımla...
sizin siirlerinizi ne zaman okusam içimde bir ates yanıyor.kıskanclık atesi.öyle hos yazıyorsunuz ki üstad.sizin yüreginizi kıskanıyorum . aşka bakısınızı ve de aşkın size bakışını kıskanıyorum. eh aşk da haklı bana bakacak deil ya. lütfen yazmaya devam edin sizi izliyoruz..
Buygun yağmur damlası izlerini arıyor
Gök yüzü yırtılıyor rengarenk bakışından.
Göçmen kuşlar ardından hüzünle bakışıyor
Kuşaklar açılıyor, yas yağıyor semadan
Buygun yağmur damlası izlerini arıyor
Güntülüm beşer yılmış, ürkmüş 'güzel' namından.
Yürek dert görmesin, kalem hiç susmasın..Tebrikle, nefis bir şiir okudum, harika bir şair tanıdım...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta