Bir özgürlük dilimi, penceremde gördüğüm,
Demir parmaklıklarla, bin parçaya böldüğüm.
Her saniye bir kayıp, yitip giden ömrümden,
Hre parça, canavarca, koparılır göğsümden.
Burda zaman, anlamsız ve değersiz bir meta,
Anılar bile silik, mana katmaz hayata.
Her şuursuz bakışın, ardında bir öykü var,
Her öyküde bir ömre, vurulan kelepçe var.
Kalkın, ruhsuz ve cansız, iskeletler yığını,
Adımlayın, voltada, mahkum yanlızlığını.
Her saniye, avluda, sessiz çığlıklar atın,
Yaşadığıma kanıt, yüreğimi kanatın.
Burda bedenler tutsak; dilekler, ruhlar değil,
Bedenler ki; her çeşit, sade güruhlar değil.
Abidevi kimlikler, sefillerle yanyana,
Zindan, bir okul gibi, yakından tanıyana.
Boşuna üzüldüğün, yıkıldığın, yandığın,
Açılır demir kapı, ki açılmaz sandığın.
Kırda kurtul, içinde, kilitlenen zinciri,
O zincir ki, ruhunun, güneş doğmaz kabiri.
Bu fani hayatında, tutsaklığın sandığın,
Gündelik telaşlarda, hep adını andığın.
Şu sahte lezzetleri, bırakarak ardında,
Bitir tutsaklığını, benliğin zindanında.
Kayıt Tarihi : 29.7.2005 12:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!