Zilanın çocukları Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
236

ŞİİR


78

TAKİPÇİ

Zilanın çocukları

Zilanın çocukları

Vakitlerden bir cehennem vaktiydi
Zamanlardan zulüm
Geceydi karanlıktı rüzgar esmiyordu bir yaprak kıpırdar korkusuyla...

Bir ana seslendi ses tellerini parçalarcasına " Ey zilan, biliyorum sen bir anasın!
Çocukların olmasa da, ocağın var sıcağın var kucağın var...
Ey zilan, göz diktiler nefeslerimize sana geliyoruz bizi kucakla
Sana geliyoruz çoluk çocukla
Sar bizi sarmala
Özgürlüğü üfle ruhumuza
Diyorlar ki, zilan da, özgürlük var hakkınızı almaya gelin! hadi diyorlar vakit dar...

Ve
Toplandılar ihanetlerden nasibini almış analar babalar yaşlılar çocuklar
Nışanlı kızlar gebe gelinler
kınalı kuzular
kara bakışları ile
Zilana yürüdüler...

Zilan bağırdı tüm gücüyle, "gelmeyin dedi burada özgürlük yok! Burada ölüm var..
Durun dedi ölüm kokuyor buralar
Sizin kanınızla ıslanır göğsüm!
Genzi süt kokan bebekleri getirmeyin! Burada ateş var mermi var süngü var
sizi bekliyor ölüm kusan parmaklar
Ellerim yok durduramam Kanatlarım yok üzerinizi örtemem
Çocukları koruyamam
bu vebali ödüyemem
Gelmeyin dedi sizin kanınızla ıslanacak bu topraklar ve artık ot bitmez gül açmaz yağmaya utanır yağmurlar.
Kimse duymadı zilanın haykırışını
(13 Temmuz 1930)gecesi
Yürüdüler yürüdüler her adımda ölümün nefesini işittiler
Artık geri dönemezdiler

Erkekler damatlık giyinmişti ve sanki duvakları yüzlerinde yürüyordu bütün kadınlar
Ölümle nikahları vardı iblisin şahitliğinde! Gitmeliydiler
El ele yürüdüler
Ölümün yollarında omuz omuza saf tuttular
Ölüm açmiş kollarını bekliyordu.
Bir anda başladı kurşun yağmuru bir ağaçtan dökülen yapraklarar gibi sararmadan döküldüler
Üst üste birikti cansız bedenler sırada süngü vardı ateş vardı cansız bedenlere zulüm vardı tecavüz vardı. Öldüler belki ama öldürenler doymadı tekrar tekrar ölmeliydiler
Bir dil uğruna koca bir tarihi yok etmek istediler
Gökkuşağından bir rengi söküp almak gibi bir ırkın kökünü kurutmak niyetindeydiler
Ey gözü dönmüş ırkcılar;
Ölümün şerefi olduğu gibi, öldürmenin de bir şerefi var!
Karnı deşilen gelinlerin bebeklerini süngü uçlarında havaya kaldırmanın, insanların kafa derilerini yüzmenin
Ölmüş kadınlara tecavüz etmenin, hangi dinde bir affı? Hangi dilde bir izahı var?
Tanrılığa soyunan kirli eller
Aldığınız her can için naralar attınız belki
Meydan size kaldı diye sırıttınız bıyık altı
Bakın görün, zilanın çocukları Öldükce çoğaldılar!
Öldükce yaşadılar!
Onlar birer kahraman birer şehit!
Peki ya siz?
Hangi süslü cümle tarihteki yüz karanızı aklar?
Hangi bahane böyle acı bir gerçeği saklar?
Seneler geçse bile hiç bitmeyecek bu acı
İçinizde sancı olacak zilanın çocukları..
Onlar tarihe yazıldılar hiç bir zaman unutulmayacaklar
Şimdi uyuyorlar şefkatli dizlerde
Günü gelince uyanacaklar

Zilanın çocukları elma kokusuna değil özgürlük sevdasına gittiler
Ve asırlardır
Nerede bir çocuk öldürülse, rüzgarın saçları özgürlük ve elma kokar...

Nimet Öner

20 05 2000 Van

Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 11.3.2025 16:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!